Zonguldak Kilimli Sahil Yolu’nun bugün AKP Lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmi törenle açılması planlandı.
Ancak açılışı yapılacağı duyurulan yol, yapıldıktan sonra defalarca Karadeniz’e teslim oldu, sular altında kaldı. Her seferinde yeniden onarıldı olmadı. Çare kurban kesmekte arandı yine olmadı. Sonuçta Erdoğan risk almadı ve tören iptal edildi.
Konuyu işin uzmanına sorduk. 45 yıl Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmış Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, son olarak Zonguldak Kilimli’de yaşanan aslında son 20 yılda ciddi bir hayati sorun haline gelen kıyı erozyonunu SÖZCÜ’ye anlattı:
Bir yol yapıldı, doğa alıp götürüyor. Bir insan hatası var.Daha önce de böyle şeyler yaşandı. Ama asıl sorun Karadeniz sahil erozyonu. Bir doğal afet. Sadece Zonguldak’ta değil, tüm Doğu Karadeniz Bölgesi’nde de yaşanıyor. Bu olaylar bilim adamları tarafından dile getirildiğinde dikkate alınmıyor. Ne zaman ki doğa tahribatını yapıyor, mal ve can kaybına sebep oluyor o zaman gündeme geliyor. Sahil yolunun yok olması, deniz tarafından alınması, ikaz edici öğretici bir olaydır. Bakın bugün Doğu Karadeniz’de kıyı erozyonu adı altında bir olay yaşanıyor. Ama bu erozyonun önemini anlamış ve herhangi bir önlem almış değiliz. Memleketim için üzülüyorum, bu millet için üzülüyorum… Doğal afetlere karşı kurban verme 4 bin yıl önce yapılıyordu. 21. yüzyılda, Atatürk’ün ülkesinde, yol için kurban kesmek, doğal afeti önlemek için kurban kesmek nedir… Kıyı erozyonu bugün var yarın da olacak. Aslında 10 bin yıldan bu yana kıyı erozyonu var. Çünkü Karadeniz 10 bin yıl önce bir tatlı su gölüydü. Ama kutuptaki buzların erimesi, okyanustaki suların yükselmesi nedeniyle, Akdeniz, Ege ve Marmara denizlerinden, boğazlar yoluyla tuzlu su girdi. Karadeniz kabına sığmayarak sürekli taşmaya başladı.
“KARADENİZ KARAYA DOĞRU İLERLİYOR”
Bu aynı zamanda kıyı erozyonuna sebebiyet verdi. Fakat son 20 yıldan bu yana küresel ısınmaya bağlı olarak Karadeniz’in su seviyesi çok daha fazla yükseldi. 2003 ile 2017 arasında yapılan deniz seviyesi yükselmeleri raporuna göre Karadeniz yılda 3 milimetre yükseliyor. Bu ne anlama geliyor. Karadeniz sürekli olarak kıyıya doğru ilerliyor. Bunun en bariz belirtileri bugün Trabzon’la Hopa arasında seyahat ederseniz kıyı boyunca, eski karaya ait aşınmış kayaların denizin içinde olduğunu görürsünüz. Netice olarak bugün Karadeniz sahilinde kıyı ve o kıyıda varolan dolgu alanları, kıyı erozyonunun tehdidi altındadır. Bu dolgular üzerinde 40 bin kişilik stadyum var… Şehir hastaneleri var… Havaalanları var… Pistler var… Bunlar tamamıyla kıyı erozyonunun riski altındadır. Trabzon’da Gülcemal dolgu projesi vardı. (AKP’li Trabzon Belediyesi’nin 700 dönüm dolgu alan üzerine yapmayı planladığı eğlenme, yeme içme, dinlenme amaçlı rekreasyon alanı) Bu dolgu alanı bir ay önce tıpkı Zonguldak’taki gibi deniz dalgaları nedeniyle tamamen yok oldu gitti. Şimdi benzer olaylar yaşanıyor. Sahil yolunda çatlaklar görünüyor. Ana nedeni kıyı erozyonudur. Zamanla daha çoğalacaktır. Trabzon Havalimanı pisti yükselmiş deniz taraçası üzerindedir. Ama bu taraça bugün deniz dalgalarıyla sürekli alttan oyulmaktadır. Buna hiçbir önlem alınmıyor. Bir dalgakıran yapılmıyor.
“FIRTINALARIN ETKİNLİĞİ DE SAYISI DA ARTACAK”
Netice olarak bugün Zonguldak’ta yaşanan olaylar tüm Karadeniz sahili boyunca yaşanabilecek olaylardır. Önümüzdeki süreçte tüm Karadeniz Sahil Yolunun tamamında fırtınaların etkinliği de, sayısı da artacak. Bu kıyıdaki erozyonu daha da şiddetlendirecek. Dolayısıyla bugünden itibaren buna tedbir almak lazımdır. Ama biz kıyılarımızı koruma altına almıyoruz. Çok kısa zamanda ucuza maledecek şekilde dolgu yapıyoruz. Ama o dolgular koruma altına alınmamış. Örnek Gülcemal… Dünyanın parası gitti. Bu para milletin parası… Plansız programsız iş yaparsan sonuç bu olur. Sonuç olarak bilimi kullanmıyoruz. Bilim adamına güvenmiyoruz, ikazlarını dikkate almıyoruz.
Eğer sahil yolu değil de Rize, Trabzon gibi illerin güney çevre yolları yapılsaydı hem sahil böyle hoyratça tahrip edilmezdi, hem de ulaşım açısından çok daha planlı bir iş yapılmış olurdu.