Yeniden Refah Partisi Genel Lider Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısından sonra basın toplantısı düzenledi. Yeni yasama yılında yapılması gerekenlere ait konuşan Kılıç, şunları söyledi:
“Başta AK Parti ve MHP olmak üzere iktidar kümeleri aziz milletimizin kronik sıkıntılarına tahlil bulmak üzere 1 Ekim’den itibaren TBMM’yi gerekirse geceli gündüzlü çalışmalarla sonuca ulaştıracak formda motive etmelidir. TBMM gündeminde bekleyen kanun tekliflerinden biri emeklilikte adalet arayanların mağduriyetlerine ilişkindir. Mağduriyet yeni yasama yılında giderilmelidir. Bir güne 17 yıl bekleme müddetleri ortadan kaldırılmalıdır. Staj ve çıraklık mağdurlarının mağduriyeti yeni yasama periyodunda giderilmelidir. Süresiz nafaka problemi toplumumuz çok değerli bir adaletsizlik kaynağıdır. Daima nafaka olmaz bahisli kanun teklifimiz TBMM’de beklemektedir. Yeni yasama yılında Türkiye Büyük Millet Meclisimiz daima nafaka problemini de tahlile kavuşturmalıdır. Kamu mühendisleri ile ilgili kanun teklifimiz beklemededir. Meclis kamu mühendislerinin eşit işe eşit fiyat prensibi doğrultusunda beklentilerine karşılık vermekle mükelleftir. Taşeronda çalışan mühendisin fiyatı farklı belediyede çalışan farklı. Taşeronların problemleri da yeni devirde TBMM’de çözülmelidir. Türkiye bu sorunla bu adaletsizlikle yaşayamaz bugün yeni yasama yılı açılıyor biz meclisimizden bu sorunların tümüne tahliller sağlamasını bekliyoruz.
“GAZZE’DEKİ SOYKIRIM LÜBNAN’A SIÇRAMIŞ BULUNMAKTADIR”
Bölgemiz kan gölü, ateş çemberi. 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in Gazze’ye yönelik katliam seviyesindeki atakları başladığında bu bir devlet terörüdür demiştik. Netanyahu 100 yılın Hitler’idir demiştik. Kulağını tıkayanlar gözlerini dört açsınlar. Gazze’deki soykırım Lübnan’a sıçramış bulunmaktadır. Savaşın gözcüsü tekrar ABD, İsrail’in sözcüsü yeniden İngiltere ve siyonizm adeta bir canavar üzere bölgeyi kan gölüne çeviriyor. Arap Ligi sessiz, İslam İşbirliği Teşkilatı sessiz, insan haklarından dem vuran Batılı ülkelerin tamamı sessiz. Bu soykırım burada kalmaz. Türkiye’nin daha aksiyoner siyasetler üstlenmesini Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı üzere milletlerarası örgütlerin elini taşın altına koymasını, sıra kendilerine gelmeden gözlerini dört açmalarını bekliyoruz.”
“DIŞARIDA OLMASI GEREKENLER İÇERİDE, İÇERİDE OLMASI GEREKENLER DIŞARIDA DOLAŞIYOR”
Yargıya yönelik tenkitlerini sıralayan Kılıç “Dışarıda olması gerekenler içeride, içeride olması gerekenler dışarıda dolaşıyor” tabirlerini kullanarak açıklamasına şu cümlelerle devam etti:
“Artık toplumumuzda adaletin gerçekleşeceğine ait inanç her geçen gün yerini inançsızlığa terk etmekte. Yargıya inanç tabanlarda bu durum sürdürülebilir değil. Soruşturma ve karar süreçlerinin hem adil hem de süratli şekillenmesi lazım. Narin Güran kızımızın Diyarbakır’da öldürüldü. Bugün 42. gün hala fail yada failler netleşmiş değil. Avuç içi kadar bir köyde, aile içerisinde işlenen bir cinayetin faillerini bilinmemesi, bulunmaması toplum vicdanını yaralamıştır. Dün Sinan Ateş duruşması görüldü, artık karar bekleniyor. Bu cinayet Ankara’nın göbeğinde yaşandı. Bütün toplumun dikkati bu problemin üzerinde ve toplum Sinan Ateş davasında da adaletin tecelli etmesini hakikatin yerini bulmasını, yalnızca tetikçilerin değil azmettirenlerin de yargı önünde hesap vermesini bekliyor. Şeyda Yılmaz kardeşimiz İstanbul’da kentin ortasında sokak ortasında şehit edildi. Kim tarafından? Bir hata makinesi tarafından. Onlarca sabıkası olan, yaşından kabarık kabahat evrakı olan bir fail tarafından polisimiz şehit edildi. Böylesine azılı bir failin sokak ortasında ne işi var? Bu mevzu toplum vicdanını kanatan bir mevzudur. Silahlı olaylar nasıl bu kadar kolay işlenebiliyor ve her biri onlarca kere sabıkalı olmuş olan şahıslar niçin kentlerimizin merkezinde, niçin sokaklarımızda, niçin ortamızda dolaşıyor. Dışarıda olması gerekenler içeride, içeride olması gerekenler dışarıda dolaşıyor.”
“TÜRKİYE SONLARINI KAPALI TUTMALIDIR”
İsrail’in Lübnan’a yaptığı Kuzey Okları operasyonu sonrası Türkiye’ye muhtemel göç dalgasına ait konuşan Kılıç, ülke hudutlarının kapalı tutulması gerektiğini vurgulayarak açıklamasını şu cümlelerle tamamladı:
“İsrail önündeki bütün pürüzleri kaldırmak üzere sistematik bir soykırım tıpkı vakitte tarihin en büyük göç dalgalarından birini yaşatıyor. Bunlar planlı hareketler. Gazze bombardımanları sonrası Gazze’deki beşerler Mısır’a yanlışsız göç ettirildi. Lübnan’a yönelik bombardımanın ardından de Lübnan halkı Suriye’ye yanlışsız göçe zorlanıyor. Münasebetiyle İsrail’in önünde Gazze’den Lübnan’a geniş bir coğrafya boşaltılıyor. Türkiye hudutlarını kapalı tutmalıdır.”