Bağışıklık sistemini güçlendirmek için en etkili yöntemlerden birinin bağışıklığı destekleyici besin öğelerini doğru seçmek ve düzenli olarak tüketmek gerekiyor. Probiyotikler, çeşitli vitamin ve mineraller, Omega-3 yağ asidi, çinko, selenyum, B grubu vitaminler ve beta glukan bu besin öğelerinden en önemlileridir. Soğuklarla birlikte üst solunum yolu hastalıkları (sinüzit, farenjit, larenjit), akciğer enfeksiyonları (bronşit, bronşiloit, pnömoni) ve kulak iltihaplarının daha sık görüldüğünü vurgulayan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, özellikle Kovid-19 salgını sonrasında bağışıklık sisteminin kuvvetli olmasının daha da önem kazandığını vurguladı. Sebze ve meyvelerin zengin vitamin içerikleri nedeni ile sık tüketilmesi gereken besin gruplarından olduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, “Özellikle kış meyvelerinden portakal, mandalina ve kivi yüksek C vitamini içerirler. Her gün yeterli C vitamini alımı, güçlü bir bağışıklık sistemi için çok gereklidir. Ayrıca ıspanak, kıvırcık ve benzeri yeşil yapraklı sebzelerin sık tüketimi de günlük C vitamini ihtiyacımızı karşılamamıza katkı sağlar. Unutulmaması gereken bir diğer önemli bir nokta ise C vitamininin vücutta depolanamadığı, fazlasının vücuttan atıldığı, bu yüzden ihtiyaç kadar alınmasının yeterli olacağıdır. Vitamin ihtiyacını gidermek için çok sık ve aşırı miktarda meyve suyu tüketmek boş enerji alımına, insülin direncine ve vitamin israfına sebep olmaktadır. Zengin vitamin içerikleri yanında mineral içeriklerinden ötürü de sebzeler sağlığımızın korunmasında çok önemlidir.” ifadelerini kullandı. Yeşil yapraklı sebzelerde bulunan çinko ve selenyum minerallerinin bağışıklık sisteminin güçlenmesinde rol oynadığını da sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun; tahıllar, fındık ceviz vb. yağlı tohumlar, kırmızı ve beyaz etin de çinko ve selenyumun diğer kaynakları olduğunun altını çizdi. Probiyotik gıdaların içinde vücudumuz için gerekli sağlıklı bakterileri içeren yiyecekler olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, “Kefir ve probiyotik yoğurtlar ve ev yapımı yoğurtlarda yüksek oranda bulunan canlı bakteriler, bağırsak florasında çoğalarak öncelikle sindirim sistemimizin sağlığını destekler, ayrıca alerji riskini de düşürürler ve bağışıklık sistemimizi güçlendirerek vücudun savunmasında rol alırlar.” diye konuştu. Bağışıklığı artıran bir diğer önemli besin öğesinin Omega-3 yağ asidi olduğunu aktaran Arğun, “Özellikle balıklarda bulunan Omega-3 yağ asidinin diğer kaynakları ceviz ve keten tohumudur. Omega-3 yağ asidi özellikle kalp damar hastalıklarından korunmada çok önemli rol oynar. Bunun yanı sıra hücre zarının yapısının temel bileşeni olduğu için hücreleri korur, iyileştirir ve hücre devamlılığını sağlar. Bağışıklık sisteminin desteklenmesinde rol alır. Haftada 2-3 gün balık ve her gün 2-3 adet ceviz tüketmek, Omega-3 yağ asidinin yeterli alımını sağlamaktadır.” açıklamasını yaptı. Özellikle kış mevsiminde piyasada satılan bağışıklık güçlendirici ilaçlara talep arttığına da dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, “Bu ilaçların temel maddesi beta glukandır ve yulaf beta glukan içeriği oldukça zengin bir tahıldır. Günlük beslenmemizde yulafa yer vererek beta glukanı doğal kaynağından almamızı sağlayabilir ve bağışıklık sistemimizi güçlendirebiliriz.” dedi. Ekinezyanın da soğuk algınlığı ve üst solunum yolu hastalıklarından korunmak amacıyla en çok yararlanılan bitkilerden biri olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, şöyle devam etti: “Yine Goji meyvesi, karoteonit ve polifenolik antioksidan bileşikler bakımından zengindir ve bu özelliği sayesinde vücut direncinin artırılması amacıyla kullanımı önerilmektedir. Karanfil ağız ve boğaz mukozasını bakterilere karşı korumakta, bazı bakteri virüs ve mikroorganizmaların yol açtığı ağız ve boğaz enfeksiyonlarında antiseptik olarak fayda sağlayarak vücut direncinin artırılmasında önemli rol oynamaktadır. Kuşburnu meyvesi içerdiği yüksek C vitamini ve fenolik bileşikleri nedeniyle kuvvetli bir antioksidan etkiye sahiptir. Özellikle C vitamini içeriğinden ötürü soğuk algınlığından koruyucu ve bağışıklık sistemini destekleyici olarak sık kullanılmaktadır.” Bir diğer önemli bağışıklık sistemi güçlendirici D vitamini olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, “İmmüno-modülatör, anti-inflamatuvar ve antioksidan etkisiyle bilinen D vitamini eksikliği, özellikle üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarının ağır geçmesine sebep olabilir. Bu nedenle hekim kontrolünde D vitamini ölçümü yapılmalı ve gerekli takviyeler alınmalıdır.” dedi. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra iyi bir bağışıklığın yolunun yeterli uykudan geçtiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, şunları söyledi: “Araştırmalar, uyku süresi kısaldıkça bağışıklık sisteminin temel taşları sayılan doğal savaşçı katil hücrelerin sayısının da azaldığını gösteriyor. Bir çalışmada sadece bir gece bile 4 saat eksik uyumanın, 8 saatlik kaliteli bir uykuya kıyasla bağışıklık sisteminde dolaşan doğal katil hücrelerin neredeyse yüzde 70’ini yok ettiği gösterilmiş. Kısacası, uyku süreniz kısaldıkça bağışıklık gücünüzü sağlayan savaşçılarınızın (T lenfositler) sayısı da azalıyor. Stres engellenmeli ya da stresle baş etme yöntemleri bulunmalı. Çünkü vücudunuz stres ile karşılaştığında savaş moduna girer ve bağışıklık hücrelerinizi aktive eder. Ama stres sürekli hale gelirse, aşırı artan bağışıklık uyarısına vücudun cevabı değişir ve bağışıklık sisteminiz zayıflar. Egzersiz yapılmalı. Eğer mümkünse iyi oksijen alan yerlerde haftada 3 gün 30-45 dakika hızlı tempolu yapacağınız yüksek tempolu yürüyüşler size bağışıklık sistemini güçlendirme konusunda oldukça fazla fayda sağlayacaktır.”