Yolcularına mavinin binbir tonunu sunan deniz seyahatleri için ideal günlerin yaşandığı bu aralar, Halikarnas Balıkçısı’nın ‘Yaşasın Akdeniz’ adlı eserinde anlattığı deneyimleri yaşamaya ne dersiniz? Şöyle diyor Balıkçı deniz kokan satırlarında: “Bodrum Yarımadası’nda küçük bir koydu. Ay şeklindeki kıyısı kuşak kuşak beyaz, açık yeşil, koyu yeşil ve mavi menekşe renkleriyle kıvrılıyordu. Hafif hafif üflemekte olan sağanaklar, bu maviler kuşağının üzerinden yol yol leylak renkli pırıltılar yürütüyordu.
Arada sırada yelpazeleyen esintiler ise açıklarda koyu mavi ürpertiler gezdiriyordu. Deniz fısıldıyor, susuyor ve mırıldıyordu.” Cevat Şakir’le birlikte mavi yolculuğun öncülerinden olan Azra Erhat ise şöyle diyor bu büyülü deniz seyahatleriyle ilgili: “Nereden gelmiş olurlarsa olsunlar; çevreleri, yaşları ne olursa olsun, hepsi 2-3 hafta süren mavi yolculuğa çıkanlar, dönüşte başka bir insan olarak çıkarlar karaya. Gözleri güzellikle, gövdeleri sağlıkla, ruhları mutlulukla dolmuştur.”
Tam da mavi yolculuğun bendeki anlamını ifade ediyor bu nefis satırlar. Çeyrek asırdan bu yana Türkiye kıyılarında pek çok mavi yolculuğa çıkmış biri olarak bu gezilerden mutlu ayrılmanın ilk koşulunun beklentilerinizi karşılayabilecek rotayı belirlemekten ve doğru bir tatil planlaması yapmaktan geçtiğini söyleyebilirim. Bir zamanlar şair ve yazar dostlarıyla mavi yolculuğa çıkan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun söylediği gibi “bu yolculukların bir masala dönüşmesini” istiyorsanız, önce şu soruları kendinize sorarak işe başlayın: Camgöbeği rengi sularda bir kuğu gibi salınan beyaz gövdeli bir yelkenlide bir koydan bir koya süzülmekten, sabah uyanır uyanmaz denize atlayarak güne başlamaktan, gümüşi sularda yol alırken genzinizi yakan iyot kokusundan, gün boyu teknenizin bordasına çarpan dalga seslerinden ve ıssız bir koyda yıldızları izleyerek uykuya dalmaktan hoşlanır mısınız? Yanıtlarınız “evet”lerle doluysa o zaman hazırlanın! Mavi yolculuk sizi çağırıyor.
Ege ve Akdeniz’in en güzel koylarında, yeşille mavinin binlerce tonunun birbirine karıştığı doğal ortamda sürükleyici bir yolculuğa çıkmak isteyenler, mavi yolculuğu tercih ediyor. Bölgedeki özel turlar, belirledikleri rotalarda özgürce gezmek isteyen romantik çiftler, aileler ve arkadaş grupları için ideal bir seçim oluyor. Bu nedenle çok sayıda kişi kapalı grup mavi yolculuğu tercih ediyor. Elbette her mavi yolculuk yeni bir deneyim demek. Her rotanın kendine özgü güzellikleri var. Ancak günümüzde Türkiye’de yapılan mavi yolculukların en gözde şehri, hiç kuşkusuz Muğla. Turizm çeşitliliği, kültürel varlıkları ve doğasıyla
ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil imkânı vaat eden bölge, el değmemiş koylarında mavi yolculuk tutkunlarını ağırlıyor. Yerli-yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği mavi yolculukların önde gelen hareket noktalarını Bodrum, Marmaris, Datça, Bozburun, Göcek ve Fethiye gibi lojistiğin kolay olduğu yerler oluşturuyor. Dilerseniz Yunan adalarıyla mavi turunuzu çeşitlendirmek de elinizde. Rodos, Simi, Kos, Leros ve Kalimnos, yelkenlilerin en çok tercih ettiği adalar. Güney Ege’deki mavi turlar, genellikte başladıkları limanda sona eriyor. Bazen çıkış ve bitiş limanları farklı olsa bile final çoğunlukla bilinen noktada gerçekleşiyor. Sakin koylarda…
Pandemi süreciyle birlikte ortaya çıkan yeni bir uygulamayı da vurgulamamızda yarar var: Mavi yolculuk firmaları, son iki sezondur kabin satmaktansa tekne kiralamayı tercih ediyor. Yani tekneyi mürettebatıyla birlikte komple kiralıyorlar. Mürettebat kaptan, aşçı ve tayfa ya da tayfalardan oluşuyor. Bu durum mavi yolculuğun maliyetini göreceli olarak yükseltse de konforu ve hijyeni arttırıyor. Eğer amatör denizci ehliyetiniz varsa ve yeterli tecrübeye sahipseniz 24 metreden küçük bir tekneyi kendiniz de kullanabilirsiniz. Bu sayede hem tatilinizin maliyetini düşürebilir hem de sevdiklerinizle baş başa kalmanın tadını çıkarabilirsiniz. Yelkenli tekneler genellikle 2, 3, 4, 8 ve 12 kişilik kabinlerden oluşuyor. Boyları 12 ile 24 metre arasında değişen yelkenli teknelerin kabin, koridor ve güverteleri denizaşırı uzun yolculuklar için bile elverişli. Türkiye’nin güneybatı sahillerinin geleneksel tekne tipi olan gulet, modern ve geniş iç mekânlarıyla yolcularına konforlu bir tatil imkânı sağlıyor.
“Bu turlar kaç gün sürüyor” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Perşembe ile pazar günleri arasında yapılan 3 gece, 4 günlük uzun hafta sonu turları çokça tercih ediliyor. Ayrıca 5 ya da 7 gecelik orta ve 2 haftaya yayılan uzun rotalardan birine dahil olabilirsiniz. Türkiye’de her yıl nisan ayının ilk günlerinde başlayan mavi yolculuklar için en iyi zamanlardan biri, eylül başından kasım ortalarına kadar uzanan günleri kapsıyor. Bu dönemde tatilcilerin el etek çekmesiyle koylar ve kumsallar çok daha sakin oluyor, kıyılara yakın antik kentler ve balık lokantaları tenhalaşıyor. Mavi yolculuk, sunduğu büyüleyici doğal güzelliklerinin yanı sıra Karya ve Likya gibi eski Anadolu uygarlıklarıyla Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı’nın zengin tarihi mirasından görkemli parçaları keşfetme olanağı sağlıyor. Buraya kadar her şey güzel, peki mavi yolculuğa hangi limandan başlayacaksınız?
Bu sorunun yanıtı elbette size bağlı, fakat en beğenilen rotalardan kısaca bahsetmek isterim. Bodrum çıkışlı turlar iki ana güzergâhta yapılıyor: Bodrum’dan Güllük Körfezi’ne uzanan kuzey rotası, Gümüşlük, Altınkum, Akbük, Torba, Göltürkbükü ve Yalıkavak gibi yarımadanın en güzel koylarına uğruyor. Bodrum’dan Gökova Körfezi’ne açılan güney rotasıysa mavi yolculuğun doğduğu kıyıların güzelliğini yaşatıyor. Hareket noktası olarak Marmaris’i tercih edenleriyse Bozburun ve Datça gibi iki harika yarımadanın muhteşem koyları bekliyor.
Datça yönüne yapılacak turlarda Hisarönü, Kızkumu, Orhaniye, Selimiye ve Bozukkale arasına dağılmış adacık ve koyların yanı sıra Knidos Antik Kenti de ziyaret ediliyor. Ege Denizi’yle Akdeniz’in buluşma noktasında kurulan tarihi şehir, ziyaretçisine Deveboynu Deniz Feneri’ni içine alan etkileyici manzaralar sunuyor. Göcek istikametindeki rotanın bir günü Dalyan’ı ve antik Kaunos kentini gezmeye ayrılıyor.
Diğer günlerse Fethiye Körfezi’nin doğal ve tarihi zenginlikleri keşfediliyor. Yelkenlerini Güney Ege yerine Akdeniz’de açmak isteyenlerin istikameti, Kaş-Demre rotası oluyor. Kekova Adası, Batık Şehir, Simena, Noel Baba Kilisesi ve Myra Antik Kenti’nin görülebileceği bu güzergâh, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel mavi yolculuk rotalarından birini deneyimleme imkânı sunuyor. Özetle mavi yolculuk, 1970’li yıllardan bu yana Türkiye’nin dünyaya armağan ettiği en önemli turizm yöntemlerinden biri. Şanslıyız ki bu efsanevi deniz seyahati bizim coğrafyamızda. Seçtiğiniz rota hangisi olursa olsun, emin olun, bu yolculuklarda mavinin binbir rengine doyacaksınız. Yelkencilerin dediği gibi rüzgârınız ve keşfiniz bol olsun.
YEDİ SORUDA MAVİ YOLCULUK
Teknenin batma riski var mı?
Turistik amaçlı yolcu taşıma izni olan tüm tekneler, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belirlenmiş standartları yerine getirmek zorunda. Dahası Liman İşletmeleri, Sahil Güvenlik ve Meteoroloji’nin uygun görmediği hava ve deniz şartlarında yola çıkılmıyor. Ayrıca istatistikler, deniz ulaşımının karayolu ve havayoluna kıyasla çok daha güvenli olduğunu ortaya koyuyor.
Yemekler nasıl?
Mavi yolculuk turlarında, genellikle iki öğün (sabah ve akşam) açık büfe yemek veriliyor. Yemek seçenekleri yolcular tarafından önceden sipariş edilebiliyor. Kişisel tekne kiralamalarda ya da kapalı grup oluşturma durumlarında özel aşçı hizmeti almak mümkün. Ayrıca çoğu kez sadece denizyoluyla ulaşılabilen koylardaki balık restoranları mavi yolculukları lezzetlendiriyor.
Yolculukta hangi aktiviteler yapılabilir?
Teknelerde genellikle sörf, kano, palet, dürbün, şnorkel ve olta takımı oluyor. Ücret karşılığında su kayağı yapma imkânı da sağlanıyor. Jet ski, parasailing, banana ve ringo gibi araçlarla eğlenceli aktiviteler yapmak isteyenler, güzergâh üzerindeki koylardaki su sporları kulüplerinin hizmetlerinden faydalanabiliyor. Ayrıca dalış amaçlı turlara katılmak da mümkün.
Yanıma neler almalıyım?
Teknenin güvertesinde yıldızlı gecelerin tadını çıkarmak istiyorsanız uyku tulumunuzu yanınıza alın. Çevre yürüyüşleri için spor ayakkabı ve rahat giysilere ihtiyacınız olabilir. Güneş kremi, şapka, mayo, yağmurluk, sinek ilacı, ağrı kesici, deniz tutmasına karşı ilaç, kitap ve fotoğraf makinesi unutulmaması gerekenler arasında.
Seyahat yeterince konforlu mu?
Sıcak günlerde yola çıkacaksanız, teknenizde klima olmasına dikkat etmenizde fayda var. Çoğunlukla denizi görebileceğiniz şekilde tasarlanan kabinlerde yataklar geniş ve rahat. Nevresim takımları ve havlular sık sık değiştiriliyor. Ayrıca kıyıya pratik şekilde ulaşmanızı sağlayacak plastik botlar da teknede her zaman hazır tutuluyor.
Teknede günler nasıl geçiyor?
Öğle güneşi bastırmadan ve günbatımına yakın saatler, deniz seyrinin en güzel anları. Güneşin en yakıcı saatleri, sakin bir koya demirleyip bol bol yüzmek, uyumak, keşif yürüyüşleri düzenlemek, alışveriş yapmak ya da salaş bir balıkçı lokantasında ziyafet çekmek için en uygun anlar. Yıldızlı ve rüzgârsız gecelerde güvertede gecelemekse bulunmaz bir ayrıcalık.
Ne kadar bütçe ayırmak gerekiyor?
Güney Ege kıyılarında, 3-4 kabinli, 6-8 kişilik küçük aile grupları için haftalık tur fiyatları eylül ayında 50-55 bin liradan başlıyor. Fiyat ekim ayında 40 bin liraya kadar düşüyor. Fiyatlara, yemek ve içecekler dahil değil. Tekne büyüdükçe fiyat artıyor. 2022 yılının yaz sonu ve sonbahar aylarında kişi başı maliyet, bir haftalık tatil için yaklaşık 10 bin lira olarak düşünülebilir.