Kalp ve damar sağlığı söz konusu olduğunda insanlar genellikle hafif bir baş dönmesi için tansiyonu ölçenler ve hiç düşünmeyenler olarak ikiye ayrılır. Her iki yaklaşım da kendi açılarından yanlıştır. Birçok insan, tıbbi muayenelerin sadece kendini gösteren bir tür sağlık sorununu teşhis etmek ve çözmek için gerekli olduğunu düşünüyor. Bu doğru değil. Çoğu durumda kalp ve damar hastalıkları belirti vermeden gelişir ve ilk belirti ölümcül olabilir. Bu nedenle belirli göstergeleri düzenli olarak izlersek, ilk belirtiler ortaya çıkmadan çok önce belirli bozukluklar tespit edilebilir. Gelecekte ciddi sorunlardan ve cerrahi veya terapötik müdahaleden kaçınmak için yaşam tarzınızı basitçe ayarlamak genellikle yeterlidir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kardiyovasküler hastalıklar dünya çapında önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir. Bu gerçek, dolaşım sisteminizin sağlığı hakkında düşünmek için yeterli olmalıdır. Ancak bu o kadar korkutucu değil. Olası risklerin farkındalığı, ciddi hastalıkların önleyici tedavisine yönelik ilk adımdır. Kardiyovasküler hastalıkların gelişimini en güçlü şekilde etkileyen bir dizi faktör vardır ve bunların daha yakından izlenmesi gerekir. Sigara İçmek Günde bir paket sigaranın düzenli olarak içilmesi, sigara içen kişinin yaşam beklentisini ortalama 10 yıl kısaltır. Aynı zamanda, sigarayı tamamen bırakmanın kalp ve damar problemi geliştirme risklerini önemli ölçüde azalttığı kanıtlanmıştır. Sigarayı bırakmak ne kadar erken mümkün olursa, sigara içenlerin ve sevdiklerinin sağlığı için risk o kadar düşük olur. Pasif içicilik de kan damarlarına zarar verir, komplikasyon riskini yüzde 20-30 artırır. Bu nedenle, bireysel dikkat yeterli olmayabilir, ayrıca çevrenizi de etkilemeniz gerekir. Sedanter Yaşam Tarzı Kanepede veya koltukta çok zaman harcıyoruz, buralarda çalışıyor ve dinleniyoruz. Kan damarlarının en büyük düşmanı fiziksel aktivite eksikliğidir. Hareketsiz bir yaşam tarzı, yaşam süresini 3,9 – 7,2 yıl (kiloya bağlı olarak) azaltabilir. Bir yetişkinin, hareketsiz bir yaşam tarzını telafi etmek için günde minimum 10 bin adım yürümesi gerekir. İdeal olarak, her gün çeşitli fiziksel aktiviteler yapılmalıdır. Ancak bir maraton mesafesi koşmanın uzun süreli hareketsizliğin zararını telafi etmediğini bilmek önemlidir. Günün çoğunu aynı pozisyonda geçirenlerde kalp ve damar sorunları riski önemli ölçüde artar. Yanlış Beslenme Aşırı kilo ve kafeinin kalp için tehlikeli olduğuna dair yaygın bir efsane vardır. Ancak durum tam olarak öyle değildir. Fazla kilo, bildiğimiz gibi aktif uzun ömür için gerekli olan düzenli fiziksel aktivite eksikliğinin bir sonucudur. Ancak araştırmalara göre, vücut kitle indeksi ortalamanın biraz üzerinde olan insanlar, düzenli egzersiz yaptıkları takdirde ideal kiloda olanlardan daha da uzun bir yaşam beklentisi gösteriyorlar. Bu, acilen kilo almanız veya vermeniz gerektiği anlamına gelmez. Hedef kilo almak veya vermek değil, dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite ile birlikte sağlıklı bir yaşam tarzı olmalıdır. Bazı yiyecekleri aşırı yemek ve aşırı kullanmak ciddi sonuçlara yol açar. Kalp ve damar hastalıkları risklerini azaltmak için bilinçli diyet kısıtlamalarına ihtiyaç vardır; fazla yemeyin, çok miktarda şekerden kaçının, bitkisel yağları tercih edin, daha fazla sebze yiyin. Ancak ciddi kalp problemleri olmayanlar için kahve o kadar tehlikeli değildir. Ana şey, her şeyde olduğu gibi ne zaman duracağınızı bilmektir. Günde 3 fincandan fazla kahve tüketmenin kalp krizi riskini artırdığı bilinmektedir. Yüksek tansiyon ve kolesterol seviyeleri, kalp ve damar hastalıklarına işaret edebilir. Yüksek Tansiyon Sanılanın aksine artan tansiyon mutlaka baş ağrısına neden olmaz. Ve baş ağrısının olmaması, hipertansiyon olmadığı anlamına gelmez. Hipertansiyonu teşhis etmenin tek yolu kan basıncınızı ölçmektir. Artan basınç, damar duvarına zarar verir ve damarların daha hızlı yıpranmasına neden olur. Tansiyonun 120/80’in üzerine çıktığı durumlar yüksek tansiyon olarak sınıflandırılıyor. Yüksek tansiyonun yaşam beklentisini 5-7 yıl kısalttığı tahmin edilmektedir. Yüksek Kolestorol Tansiyon gibi, yüksek kolesterol de belirti vermeyebilir. Ayrıca, Avrupa’daki insanların yüzde 54’ünde yüksek kolesterol olduğu tahmin edilmektedir. 40 yaşındaki erkeklerde kolesterolünde yüzde 10’luk bir azalma, 5 yıl içinde kalp hastalığında yüzde 50’lik bir azalmayı sağlar. Kalp krizi ve felcin hep aniden geldiği düşünülür ancak durum öyle değildir. Risk faktörleri 10-30 yıl içinde tespit edilebilir ve bunların erken tespiti ve zamanında önleyici tedaviye başlanması kalp krizi riskini yüzde 90 oranında azaltabilir. Kötü alışkanlıklardan uzak, düzenli egzersiz ve doğru beslenme ile sağlıklı bir yaşam tarzına geçiş bile kardiyovasküler hastalık risklerini tamamen ortadan kaldıramaz. Ölümcül risk faktörleri de vardır. Yaş Yaşlandıkça, sağlık sorunları geliştirme riski artar. Sağlıklı bir yaşam tarzı, yaşlılığı önemli ölçüde geciktirmeye yardımcı olur, ancak 30-40 yaşından itibaren riskler doğal olarak artmaya başlar. Menopozdan sonra kadınlarda östrojen üretimindeki azalma nedeniyle özellikle keskin bir artış meydana gelir. Ancak bu riskleri en aza indirmek için belirli göstergeleri düzenli olarak izlemek yeterlidir. Doğuştan Gelen Hastalıklar ve Genetik Bazı insanlar bozukluklarla doğar ve uzun bir süre bunların farkında bile olmazlar. Bu doğuştan gelen sorunlar, kalp ve kan damarlarının bazı kusurlarını içerir. Ayrıca aile öyküsü de etkiler, akrabalarda kardiyovasküler hastalık vakaları varsa, bu da riskleri artırır. Herhangi bir belirti hissetmeseniz bile belirli bir yaştan sonra mutlaka kalp muayenesi yaptırmanız önerilir. Kalp kontrolü prosedüründe kan biyokimyası, lökosit sayısı ile klinik kan testi, lipit profili, hemostaz, hormonlar, genel klinik idrar testleri, EKG ve kalbin ultrasonu yapılır. Çeşitli hastalar üzerinde yapılan çok sayıda çalışma, karotis intima-media kalınlığının ciddi komplikasyon riskinin bir göstergesi olduğunu göstermiştir. Bu kalınlık yaş ve dolaşım sistemi üzerindeki olumsuz faktörlerin artan etkisi ile artar. 0,5 mm’lik bir artış bile kalp krizi ve felç riskini artırır. Karotis intima-media kalınlığının düzenli ultrason muayenesi, normal değerlerin fazlalığını belirlemeye, uygun tedaviyi almaya ve vücut için olası olumsuz sonuçların gelişmesini önlemeye yardımcı olur. Kalp krizi, kalbi besleyen bir atardamarın tıkanmasıdır. Çoğu zaman, yırtılmış bir aterosklerotik plak yüzeyinde oluşur. Trombüs damarı tıkar, kan daha ileri gitmez ve kalp kası bölgesi ‘ölmeye’ başlar. Bu birkaç saat içinde gerçekleşir. Kalp krizinin tedavisi için altın standart, anjiyoplasti operasyonu ve kalbin damarının stentlenmesidir. Uyluk veya koldaki bir atardamarın delinmesinden ucunda balon bulunan özel bir tel, damarlardan kalbe geçerek tıkanmış atardamarın açılmasına yardımcı olur. Bazı durumlarda, kalp krizi geçiren bir hastayı ameliyat masasına hızlı bir şekilde teslim etmenin imkansız olduğu durumlarda, tıkanıklık çözülmeye çalışılır, ancak bu yaklaşım ciddi kanamalara neden olabilir. Bir kişi karakteristik göğüs ağrılarına sahip olmaya başlar başlamaz, onu mümkün olan en kısa sürede uzman bir bölüme götürmek gerekir. Damar ne kadar hızlı açılırsa, o kadar çok kalp kası hücresi hayatta kalır. Acıya dayanmamalısınız, mümkün olan en kısa sürede bir ambulans çağırmalısınız. Kalp krizi belirtileri Kalp krizinde ortaya çıkan birçok belirti vardır. Kalp krizi belirtilerini tespit edebilmek ve ortaya çıktıklarında hemen 112’yi aramak önemlidir. Genel olarak bu ağrılar yeni ortaya çıkmıştır ve dayanılmaz hissettirir. Kalp Krizinde Ağrı ve Diğer Belirtiler – Göğsün orta kısmında ağrı, – Göğüs kemiğinin arkasında baskı ve daralma hissi, – Göğüs kemiğinin arkasında yanma hissi, – Göğüste yükselen bir sıcak dalgası hissi, – Kalpten vücudun diğer bölgelerine yayılan ağrı, – Üst karın bölgesinde ağrı, – Sol kolda göğse veya boyuna yayılabilen ağrı (daha sık kadınlarda), – Sağ ve sol omuza, boyuna ve hatta çeneye yayılan ağrı. – Bazen kalp krizinde hiç ağrı olmaz, bu özellikle diyabetli hastalar için tipiktir, ancak keskin bir ani güçsüzlük vardır. Kalp Krizinde İlk Yardım Kuralları İlk yardımda başarının yarısı işleri doğru yapmaktır. 1. Ambulansı arayın. 2. Türkiye’de ambulansın telefon numarası 112’dir. Aradığınızda, memuru açıkça bilgilendirin: – Tedavi nedeni, kalp krizi şüphesi, – Kişinin durumunun ciddiyeti, – Yaklaşık yaş, – Tam konum. 3. Karşı taraf telefonu kapatana kadar kapatmayın. 4. Kişiyi rahat bir pozisyona getirin. 5. Kapalı alandaysanız pencereleri açın. 6. Ani bilinç kaybı ve dolaşım durması durumunda hastaya ilk yardım sağlamaya hazır olun. Kalp krizi için risk faktörleri şunlardır: Yüksek tansiyon, sigara, yüksek kolesterol, yüksek şeker seviyeleri, fazla kilolu olmak ve hareketsiz bir yaşam tarzı. Bütün bu faktörler zamanında önlem alınırsa düzeltilebilir. Doktora ziyaretinizi geciktirmeyin.