İlk günkü hızını kesilse de sonuçta hala süren bir savaş bu. Dolayısıyla savaşa ilişkin ne varsa gündem olmaya devam ediyor. Suriye savaşıyla birlikte dilimize giren “vekalet savaşı” tanımlamasının Ukrayna için de geçerli olabileceğini düşünenlere haklılık kazandıracak bir gelişme oldu ki hayli önemli. Geçtiğimiz hafta başında Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde bir mahkeme iki İngiliz vatandaşını ölüm cezasına çarptırdı.
Üzerinde durulmaya değer bir gelişme bu. 28 yaşındaki Aiden Aslin ile 48 yaşındaki Shaun Pinner’in ölüm cezasına mahkum edilme gerekçeleri Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin “anayasal düzenini devirmeyi amaçlayan paralı faaliyetlerde” bulunmaları. Cümle böyle kurulmuş ama biliyoruz ki suçlamanın nedeni ikilinin Ukrayna saflarında savaşa katılmış olmaları.
İkisi de profesyonel
Pinner 2018’den beri ülkede yaşıyor: Ukraynalı eşi, Mariupol’u savunurken yakalanan Pinner’in “gönüllü ya da paralı asker olmadığını, resmi olarak Ukrayna ordusuyla savaştığını” iddia ediyor. Ancak Sky News Pinner’in İngiliz ordusunda dokuz yıl görev yaptıktan sonra emekli olduğunu duyurmuştu. Aslin’in de Ukraynalı bir nişanlısı var, 2018’de Ukrayna silahlı kuvvetlerine denizci olarak katılmış, vatandaşlık için de başvuruda bulunmuş. İkili, paralı asker olmadıklarını bu neden savaş esiri muamelesi görmek istediklerini belirtiyor.
Mahkemenin kararını “sahte karar” olarak niteleyen, suçlamanın da Cenevre Sözleşmesi’ne ters olduğunu vurgulayan İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss’ın mahkemenin meşru olmadığını söylemesinde gerçek payı var; çünkü uluslararası kurallar açısından bakıldığında yasal olmayan mahkeme, 2014 yılında Rus ayrılıkçılar tarafından kuruldu. Dolayısıyla uluslararası tanınmışlığı da yok. Truss bu yüzden yasal değil diyor. Yasal değil ama “meşru”. Uzun zamandır bölgede kararlar veren, tek taraflı ilan edilmiş de olsa de facto var olan cumhuriyetin yargısına bağlı bir mahkeme bu.
Rusya’nın yararına
İki İngiliz vatandaşı paralı asker infaz edili mi bilemem (idam karşıtı biri olarak gerçekleşmemesini diliyorum tabii ki) ama bu karar Rus medyasının savaşın başından beri Batı’yı Ukrayna’ya paralı askerler göndermekle suçlamasında haklı olduğunu göstermiş oldu. “İki İngiliz paralı askeri” yüksek profilli “değerli bir propaganda aracı” olabilir rahatlıkla Rusya açısından.
Rusya bir ara, yabancı paralı askerlerin de yargı konusu yapılacağı askeri mahkemeler kuracağından söz etmişti. Rusya, Nazi Almanyası’nın uğursuz liderlerini yargılayan Nürnberg mahkemelerine atıfla “Nürnberg 2.0” adı verilen bu mahkemelerdeki yargılamalarla Batı üzerinde baskı kurabilir. Dahası Rusya, elindeki yabancı paralı askerleri Ukrayna’da esir düşen Rus askerleriyle takasta kullanabilir.
Bakın ne oldu?
İngiliz hükümeti, iki vatandaşının kurtulması için herhangi bir girişimde bulunmadı. Moskova da dün yaptığı açıklamada Londra’nın kendilerinden “duruma müdahale etmeleri” yolunda bir talebi olmadığını duyurdu. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov gazetecilere verdiği demeçte, “Sormadılar bile” dedi.
Bir müdahele ya da yardım isteğinde bulunmamakla kendi vatandaşlarının “paralı askerler” olduğunu kabul etmek istemediler denebilir, mümkün, ama hangi nedenle olursa olsun İngiltere’nin iki vatandaşıyla ilgilenmeye niyeti yok. Truss topu Ukrayna yönetimine attı bile. “Askerlerin kurtarılması için Rusya’yla müzakereleri Kiev yapmalı” diyen Trusss “Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba konuyla ilgileniyor. Gerçek şu ki, bu insanlar Ukrayna ordusunda savaşmış savaş esirleri. Bu nedenle, en iyi yol Ukraynalılar aracılığıyla hareket etmek” diyor.
Böyle olmayacak tabii ki. İngiltere her ne kadar “muhatap almadığını” göstermek istese de Rusya’yla iki vatandaşı için müzakere yapmak zorunda. Sanki sahada “savaşmıyormuş” gibi uzak durması inandırıcı değil elbette.
Madem vekalet savaşı bu, “asıllar” sorumluluk almalılar.