Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Türkiye’nin Venezuela’da buğday üretimi yapacağını açıklamıştı. SÖZCÜ, açıklamayı tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da vatandaşlara sordu. Karara çoğunluk reaksiyon gösterirken, “Bizim çiftçimizin anası ağlıyor buralarda. Venezuela ne alaka yani? Kendi ülkemizde, hele ki Konya’da her şey yetişiyor. Bu türlü bir şey olur mu?” sözlerini kullandı.
Geçtiğimiz günlerde Dicle Üniversitesi’nde düzenlenen Ziraî Perspektif Çalıştayı’nda konuşan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi Venezuela Devlet Lideri Nikolas Maduro’nun teklifiyle Türkiye’nin Venezuela’da buğday üretimi yapacağını açıklamıştı.
Kirişçi, “Venezuela Tarım Bakanı ve akabinde Nikolas Maduro’nun kendisi ‘bizim ülkemizde üretim yapın’ diye teklifte bulundu. ‘100 kilo buğday üretin 70’ini alın kendiniz dışarıda değerlendirin, 30’unu bize bırakın yeter’ dedi” sözlerini kullanmıştı.
Tahıl ambarı Konya’da vatandaşlara mikrofon uzattık ve “Tarım Bakanı Kirişçi Türkiye’ye 10 bin km uzaklıktaki Venezuela’da buğday üreteceklerini açıkladı. Eski bakan da Sudan’da üretileceğini söylemişti. İktidarın kendi toprağımızı, çiftçimizi desteklemek yerine bu tip siyasetler geliştirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yönelttik.
“BUGÜNKÜ SİYASETLER YANLIŞ”
İşte vatandaşın verdiği karşılıklar:
Kamil Seyrek (Çiftçi): Yanlış… Bizim çocukluk devirlerimizde uygulanan siyasetler bundan daha düzgündü. Ofislerin elinde stokta mal oluyor ve 2-3 sene satılmıyordu. Devlet, doğal afet ya da savaşta vatandaş aç kalmaması için bunları bekletiyordu. Ben buğday pazarında 20 sene esnaflık yaptım.
Bugünkü siyasetler yanlış. Bu biçimde de hiçbir düzelme olacağını varsayım etmiyorum. Kendi ekilir dikilir topraklarımızı imara açarak ondan sonra Kanada ya da öbür ülke menşeli buğday getireceğiz, yiyeceğiz işi yanlış.
1958 yılında Rusya’dan Türkiye’ye birinci buğday geleceği vakit, o vaktin ileri gelenleri ‘komünistliği bu memlekete buğdayla sokup un olarak yedirecek’ diye vatandaşı uyarmışlardı. Artık Rus buğdayını alacağız diye yalvarıyoruz. Yani gittiğimiz geldiğimiz nokta bu.
“BU DA TIPKI YOLDA GİDİYOR”
Mustafa Kirdiş (Emekli): Bu türlü bir şeyi kabul etmiyorum. Kendi topraklarımız boş, topraklarımız dikilmezken gidip Venezuela ya da Sudan’da ekim yapmak yanlış. Bu türlü bir şey olur mu? Kendi çiftçimiz kazansın. Oraya buradan emekçi mi götürecekler? Bunlar çok yanlış şeyler. Kendi ülkemizde üretimimizi yapalım ondan sonra fazlamız olursa dışarı satalım. Benim fikrim bu, yapılan uygulama yanlış. Bir evvelki bakan zati bu işlerle uğraşıyordu bu da birebir yolda gidiyor.
Mehmet Dirican (Emekli): Ben hükümet taraftarıyım. Bence güzel düşünmüşler ve âlâ yapıyorlardır. Ben pek anlamıyorum ancak sanırım yeterli karar vermişlerdir.
“DIŞ ÜLKELERDEKİ ÇİFTÇİLERE YARDIM ETMEK ÇOK SAÇMA”
İsmini vermek istemeyen vatandaş: Bence saçma. Kendi ülkemizde yatırım yapmak varken neden dış ülkelere yatırım yapıyoruz. Ülkenin durumu çok da güzel gitmiyor zati. Tarım tarafından çiftçiye yardım yapmak varken dış ülkelerdeki çiftçilere yardım etmek saçma geliyor bana.
İsmini vermek istemeyen vatandaş: Konya Ovası’nda kendi toprağımız çok, dışarda yapılması taraftarı değilim. Bence kendi ülkemizde değerlendirelim.
“BUNLAR BOŞ LAFLAR”
Ahmet Yılmaz (Emekli): Her şey boş. Sen kendi ülkende toprağını bırak Venezuela’ya git. Oradan gelecek buğday kaça gelecek? O buğday maliyetinin yarısını Türkiye’deki çiftçiye verse Türkiye kalkınır. Türkiye’nin kalkınması için endüstriye, tarıma şey yapılmadıktan sonra bir yere varılmaz. Bunlar boş laflar. Ben bunu kabul etmiyorum.
İsmini vermek istemeyen vatandaş: Bizim çiftçimizin anası ağlıyor buralarda. Biz artık onların ekmeğine taş koymuş oluyor Tayyip Erdoğan. Saçma…
Hatice Aydın (Ev hanımı): Bence uygun değil. Kendi ülkemizin tarımını desteklesek daha güzel olur bence.
İsmini vermek istemeyen vatandaş: Bakanlığın bütün bu çalışmaları Türkiye’de yapmadığını mı zannediyorsunuz? Kesinlikle yapılıyordur. Yanlış ya da gerçek demem yanlış olur. Onlara, beşere ve kendime güveniyorum.
“ÜLKEMİZ DURURKEN NEDEN VENEZUELA?”
Tolga Kibar (İşsiz): Kelama gelince biz şu an tarım ülkesiyiz. Bizim yurtdışına da ihraç yapmamız gerekirken, yurtdışında ekmemiz kadar saçma bir olay yok. Çiftçilikle uğraşanlarla konuşuyorsunuz, mazot, elektrik, su faturalarından yakınıyor. Ülkemiz dururken neden yani? Halbuki biz bu ülkede gereğince alana sahibiz. Konya’da yaşıyoruz ve şu anda Konya Türkiye’nin en büyük topraklarına sahip. Ancak geliyoruz yurtdışında yapılması kadar saçma bir olay yok.
İsmini vermek istemeyen vatandaş: Ben bunun Türkiye’de olmasını isterim. Yabancı ülkeye yatırım yapmayalım. Türkiye’de geniş toprağımız var, suyumuz da bol. Dışarda bir sürü masraf yapmaya gerek yok. Dışarıya gereğince masraf yapıyoruz aslında. Kendi vatandaşlarımıza yardım yapalım daha güzel.
“DEMEK Kİ BİR ÇIKARI VAR Kİ BU TÜRLÜ DÜŞÜNÜYOR”
Cengiz Kayhan (Şoför): Bak bu yanlış bir şey işte. Hele ki Konya tahıl memleketi. Kendi şeyimiz varken Venezüella ne alaka? Bu yanlış bir şey, demek ki kendisinin bir çıkarı var ki bu türlü bir şey düşünüyor. Benim aklıma bu gelir, demek ki rant dönecek. Türkiye kâfi. Bizim çiftçilerimiz de buğdaysa buğday arpaysa arpa hepsi var. Venezuela ne alaka yani, o yüzden fiyatlar bu türlü yüksek oluyor. Her şeyde dışarı bağımlı olursan fiyat artışları olur. Kendi ülkemizde, hele ki Konya’da her şey yetişiyor. Yanlış bir şey o…
Muhammet Sulalı (Emekli): Esasen burada ben bütün toprakların boş olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’de bütün topraklar kullanılıyor. Orada tarla kiralanıp üretilebilir.