Balıkesir Emniyeti’ne 14 Ocak 2018 günü internet üzerinden bir ihbar geldi. Bahçelievler Mahhalesi’ndeki Promil Tekel Büfesi’nde 22.00’den sonra içki satıldığı iddia ediliyordu.
Polis ciddiye aldı. İki gün sonra bir ekip büfenin karşısında pusuya yattı. Polis tutanağına göre 22.55 sıralarında büfeden çıkan bir kişinin montunun kabarık olduğu görüldü. Takibe alındı. Durduruldu. H.Ö. adlı kişi bir bira ve sigara aldığını 51 lira para ödediğini beyan etti. Tutanak düzenlendi.
Polis ekibi büfeye döndü. Büfe sahibi tutanağa içki satmadığını not düşerek imzaladı.
Tutanak, Tarım Orman bakanlığı Tütün ve Alkol Daire Başkanlığı’na gönderildi. Büfeye 42 bin 76 lira idari para cezası kesildi.
MAHKEMEYE BAŞVURDU
Büfe sahibi Gurbet Çoban soluğu mahkemede aldı. Avukatın hazırladığı dilekçesinde özetle şunları kaydetti:
Anılan tarihte alkol satışı yapmadım. Polis içkinin satıldığını iddia ettiği saatten 2 saat sonra büfeye geldi. Tutanak işyerimde değil 2 buçuk-3 kilometre ötede tanzim edilmesi usulsüzdür. Polisin üçüncü kişiyi izleme yetkisinin bulunup bulunmadığı sorgulanmalıdır. Tutanakta, montun kabarık olduğu yazmakla birlikte işyerine girişte kabarık olup olmadığıyla ilgili olarak bir tespit yok. Gece karanlığında montun içindekinin bira olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. İhbarda bulnan kişi komşumdur. Onun beyanına göre 22.00’den sonra bir arkadaşına içki satmadığımız için öfkeye kapılarak arkadaşının açık olan e-mail hesabından asılsız ihbarda bulunmuştur. Dinlendiğinde ortaya çıkacaktır.
ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURDU
Ancak mahkeme davayı reddetti. Büfe sahibi bu defa Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Büfe sahibinin avukatı tarafından hazırlanan dilekçede şu iddialar sıralandı:
“Mahkemede kanuni düzenleme olmadığı halde mahkemenin kolluk tutanığıyla bağlı kalması ve bu şekilde ispat yükünün ters çevrilmesi hukuk devleti ilkesini ve masumiyet karinesini zedeler. Aksi düşüncenin kabulü silahların eşitliği ilkesini ihlal edecektir.”
Yüksek mahkeme yaptığı incelemede şu değerlendirmeleri yaptı:
Yerel mahkemenin büfe sahibinin iddialarını yeteri kadar değerlendirmeye aldığına dair bir işaret tespit edilmemiştir. İdare tarafından tanzim edilen belgelerin içeriğinin gerçekliği karinesinin yargılamanın sonucu yönünden belirleyici olması, bireyi devlete karşı dezavantajlı bir duruma sokar. Silahların eşitliği ilkesini zedeleyebileceği gibi suç isnadıyla ilgili yargılama söz konusu olduğunda masumiyet karinesini de ihlal edebilir.
OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ
Anayasa Mahkemesi hükmü şöyle kuruldu:
Silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılama hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkesinin ilhal edildiğine, Kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönedilmesine,
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.