İYİ Parti lideri Meral Akşener, sosyal medya hesabından Uşak ziyareti sırasında vatandaşlarla yaşadığı diyaloglardan bir kesit paylaştı.
“ELLERİMİN HALİNE BAK, AÇIZ BİZ AÇ”
Akşener’e yıpranmış durumdaki ellerini gösteren bir vatandaş, “Kurtar bizi biz bıktık artık. Yeter canımıza geldi. Allah’ın aşkına kurtarın bizi. ‘Emekli çalışıyor’ diyorlar. Şu halime bak benim, şu halime… Ellerimin haline bak. Açız biz aç.” diyerek dert yandı.
“BUNUN SORUMLUSU BİZ DEĞİLİZ”
Bir çiftçi de gübre ve yem fiyatlarının pahalılığından ve zamlardan yakınarak şu ifadeleri kullandı:
“Biz 3.20 liradan süt satıyorduk, 4.70 liraya çıkardılar. Ama burada raflarda 14 liraya çıktı süt. Bunun sorumlusu biz değiliz yani. Suçlusu da çiftçi değil.
Gübreye gelince de, şu anda Mart gübresi, bahar gübresi satacağız. Bahar gübresini ucuzlatsınlar, kış gübresine de Ekim’e doğru baksınlar yani.
Ellerime bakın işte. Hayvanlarımızı 1 yaşına gelmeden erkek danalarımızı kestiriyoruz yani gönderiyoruz. Besleyemiyoruz yani. Bu sene düve kurban eti yiyemeyecek millet. Çünkü besleyemeyecek.
Yem çok pahalı. Bir an önce de yemin çaresine baksınlar. Yemi indirsinler ki biz de bir önümüzü görelim. Süt konseyi yeniden toplanıp ya süte zam versinler ya da yemleri geri çeksinler.”
“MİLLETİMİZ ASIL SORUNUN KİMDE OLDUĞUNU ÇOK NET GÖRÜYOR”
Akşener, videoyu şu notla paylaştı: “Uşak’ta çiftçilerimiz üretebilmek için bir çözüm yolu arıyor, besicilerimiz ineklerini kesime göndermek zorunda kalıyor. Sayın Erdoğan yeni ekonomi modelleriyle dış güçler arasında gidip gelirken; milletimiz asıl sorunun kimde olduğunu çok net görüyor…”
Ziyareti sırasında vatandaşlar alım gücünün düşük olduğundan yakındı. Bir vatandaş da, “Bizim maliyetler arttı, bin 500 lira kira veriyorum. Toptancılara da borcum var, bir yandan da kredi ödüyorum” dedi.
MİLLETİMİZİN VELİNİMET OLDUĞU BİR TÜRKİYE
Burada vatandaşlara seslenen Akşener,
“Tam iki yıldır, illerdeki esnafları geziyorum. Uzun bir zamandır şucu, bucu denilerek ötekileştirilen, komşunun komşuya düşman olduğu bir Türkiye’de siyasetçiler sizlerden oy çaldı. Bunun değişmesinin yolu da gerçek çözümlerin üretildiği ve siz milletimizin velinimet olduğu bir Türkiye’nin yeniden inşa edilmesi anlamına gelir.
Ben Antalya’da ilk kez bu ziyaretlere çıktığımda dedim ki sizlerden oy istemeyeceğim, sadece derdiniz nedir onu anlamak istiyorum. Önce her şey çok iyi diyorlardı sonra kapıdan çıkarken abla bir gelir misin diye sesleniyorlardı.
Basın ve kameralar çıkınca o esnafın gerçekten dertlerini anlattığı, her şeyi biliyormuş gibi gezmeme rağmen hiçbir şey bilmediğimi öğrendiğim bir süreç geçirdim. Ben onların dertlerini Meclis konuşmalarıma koydum, vekil arkadaşlarım soru önergeleri verdiler.
Pandemi sürecinde de önerileriniz oldu. Pandemide esnaf çok zorluk çekti, sonrasında her yer açıldı ve pandemi zararları yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı,sonra da dolar indi çıktı onunla uğraştılar” dedi.
“ÇİTFÇİNİN ÜRETTİĞİ HER ŞEY BEKA MESELESİDİR”
Akşener şöyle devam etti:
“Eğer vatandaşın parası yoksa bütün esnaf fakirdir. Gözlerim 1974 yılında aldığı çeyrek altını torunu için getirip bozduran dedeyi gördü. Kredi kartı ile altın alıp başka yerde insanların bozdurmak zorunda kaldıklarını, bir nevi tefeci hale getirildiklerini de gördüm.
Hatta bazı ilçelerde takının kiralandığını bile öğrendim. Nasıl esnaf için müşteri velinimet ise, siyasiler için de seçmenin nimet olmasını hep birlikte sağlamalıyız. Bana dediler ki ‘Her ilçede konuşacak mısın ben 10 kişi gelse bile konuşmazsam namertim’ dedim.
Ben esnaf ziyaretlerimde mazotun nasıl yükseldiğini, elektrik şirketlerinin çiftçiyi nasıl eziyet ettiğini, besicilerin 3 5 aylık danalarını kesime gönderdiğini, bu sene buğday ekenlerin gübre atamadığını öğrendim.
Ben çiftçi kızıyım. Siz eğer buğdaya gübre atarsanız 8-9 filiz çıkar, atmazsanız 1 filiz çıkar. Bu ağalara diyorum ki, 5 maaşlı adamları beslemeyin, çiftçiye ücretsiz gübre dağıtın. Çiftçi bir dahaki seneye ekmez.
Ukrayna’dan gidip ithal edersiniz anca. Çiftçinin ürettiği her şey bir beka meselesidir. Beka ahanda burada kardeşim. Tencere kaynatmakta zorlanan, 15 gündür yemek pişirmedim diyen teyzeler gördüm.
Az önce bir kadınla karşılaştım burada, açım dedi. Doymadınız kaç maaş aldınız doymadınız, ben diyorum ki vatandaş aç. Şişman beyefendiler doymadınız, siz tek domates alın da doyun.
“BU HARAMİ DÜZENİ HEP BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ”
Atanamayan gençler diyorum. 86,92 puanla atanamayanlar var. Bunun yanında 50 puanla atananlar da var. Senin oğlun işsiz dururken, gece uyuyamayıp gündüz uyurken, domates toplamaya giderken sen 5 maaş alan insanlarla çalışıyorsun. Haram olsun.
Sizden istediğim şudur. Seçmen olarak velinimet olmalısınız. Oylarınızı şucu, bucu diye vermemelisiniz. Bu haramilerin düzenini el ele vererek helal oylarınızla sandıkta demokrasi ile bozmalısınız.
Ben eski İçişleri Bakanıyım. Polislerin 3600 ek göstergesi meselesi de var. Herkes çıktı ama yapmadılar. Seçmene de velinimet muamelesini siz çektireceksiniz, aksi halde siz çırak çıkıyorsunuz. Sizler nankör oluyorsunuz onlar da.
Hadi neyse söylemeyeyim. Onlar da itibardan tasarruf yapmıyor. Eğer bir siyasetçi vatandaşı nankör görüyorsa orada sorun var demektir, kolay oy almaya alışmış demektir.
Senin hem eşin, hem çocukların çalışıyor geçinemiyorsun ama o binlerce maaş alıyor, bunları oylarınızla cezalandırın. Bu harami düzeni birlikte değiştireceğiz inşallah. Cenab-ı Hak bizi birbirimize mahcup etmesin.”