Her öğünün vazgeçilmezi ekmek, sofraların en temel yiyeceklerinden biridir. Ne yazık ki, yemelere doyamadığımız ve bir dilimden ne olacak diye düşündüğümüz ekmek, hiç de masum değil! Hipertansiyondan, diyabete vücudun metabolik faaliyetleri üzerinde birçok olumsuz etkisi olduğu, yapılan her araştırmada karşımıza çıkmaya devam ediyor. Ekmekle olan imtihanınızda, vücudunuzun size gönderdiği sinyaller sayesinde sağlığınızı kontrol altında tutabilirsiniz. İşte, ekmek tüketiminizi azaltmanız gerektiğine dair endişe verici işaretlerden bazıları; Gluten intoleransı olan veya Çölyak hastalığından muzdarip ancak bunun farkında olmayan kişiler sürekli şişkinlik hissedebilir. Sadece bu da değil, bağırsakları tıkanmış hissettiğinden tuvalete gitmekte zorlanırlar. Buğday ve diğer tahılları tüketirken glütene karşı toleransınız olmayabilir ancak hassasiyetiniz yüksektir. Bu durumda yapılacak en iyi şey, glutenin size zarar verip vermediğini görebilmeniz için iki haftalığına glüten tüketmeyi deneybilirsiniz. Hemen hemen tüm ülkelerde, nüfusun yaklaşık %0.5-1’inin Çölyak hastalığı olduğunu unutmayın. Bu, bundan muzdarip olsanız bile, tadını çıkarabileceğiniz birçok alternatif yiyecek olduğu anlamına gelir. İşlenmiş tahıllardan yapılan ekmek çeşitlerinin hepsi oldukça yüksek kaloriye sahiptirler. Ve bunların çalışma şekli, şeker içeriği nedeniyle daha fazla yemek istemenizi sağlamaktır. Bu yüzden kendinizi çok üzgün veya stresli hissettiğinizde, bir an için kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak o rafine tahıllara yönelirsiniz. Bu nedenle, tam tahıl ürünlerine geçtiğinizde kolayca önlenebilecek bir kilo artışı da fark ediyor olabilirsiniz. Bir araştırma, bu ürünlerin rafine tahıllardan daha hızlı göbek yağını kaybetmenize yardımcı olabileceğini kanıtladı. Ve bunun nedeni daha fazla vitamin ve mineral içermeleridir. Ancak bu, tüketimleriyle aşırıya kaçabileceğiniz anlamına gelmez. Kolesterolünüzün yükselmesinden normal fırında pişmiş ekmeğiniz sorumlu olmayabilir, ancak fırından satın alınan unlu mamuller sorumludur. Pastanede satılan unlu mamuller düzenli olarak tüketildiğinde kolesterolünüzü artırabilecek çok miktarda tereyağı ve yumurta içerir. Ayrıca, glüten içeren çoğu ürün aynı zararlı kategoriye girer. Bu ürünler çeşitlilik gösterir ve paketlenmiş kurabiyeler ve kekler, çörekler ve ticari olarak kızartılmış gıdaların çoğunu kapsayabilir. Yapabileceğiniz en iyi şey, malzemelerde herhangi bir katılaşma olup olmadığını görmek için her zaman paketi kontrol etmektir. Sivilce problemlerinin başlıca nedeni rafine tahıllardır. Makarna, beyaz pirinç, erişte, mısır gevreği ve beyaz unla yapılan her şey gibi yiyecekler cildinizde sivilcelere neden olabilir. Bir araştırma, çok fazla rafine karbonhidrat tüketen kişilerin sivilce geliştirme riskinin %30 daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Bunun temel nedeni, bu ürünlerin şeker içeriğinin yüksek olmasıdır, bu da insülin seviyenizi artıran bir şeydir. Bu artışa cevaben androjen hormonları daha aktif hale gelir ve akne gelişir. Günlük diyetinizde çok fazla ekmek tükettiğinizde, kan dolaşımınıza yüksek miktarda insülin salınır. İnsülin, triptofanın kanınızda istediğinizden daha uzun süre kalmasına yardımcı olur. Triptofan, ruh halinizi dengelemeye yardımcı olan 2 nörotransmitter olan serotonin ve melatonin üretmeye yardımcı olan bir amino asittir. Ayrıca, uykuyu teşvik eder ve uyku-uyanıklık döngüsünü düzenlemeye yardımcı olurlar. Bu nedenle, rafine tahıllarla dolu büyük bir yemek yedikten sonra uykulu ve ekstra sakin hissedebilirsiniz. Yemekten sonra işe geri dönmeniz gerekiyorsa, diyet seçimlerinizi yeniden düşünmek isteyebilirsiniz. Bir dilim ekmek, günlük üst sınırın %15’i olan 230 mg’a kadar tuz içerebilir. Basit bir sandviçte bu miktar iki katına çıkar. Pizza, küçük ekmekler, krutonlar ve sandviçler gibi yüksek oranda işlenmiş gıdalar, sodyum miktarını daha da artırır. Yüksek sodyum alımının sonucu, kalp hastalığı ve felçten muzdarip birçok insanın suçu olan kan basıncında ani bir artıştır. Yüksek şeker içeriğiyle ekmeğin beyin kimyası üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bir araştırma, rafine edilmiş tahılların uygun şekilde sindirilmemesi durumunda, bileşiklerinin birinin beynine ulaşabileceğini ve bazı zihinsel sorunlara neden olabileceğini göstermiştir. Buğdaya duyarlı olan kişilerin şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon ve anksiyeteye daha yatkın olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Buğday ve süt içermeyen diyete başlayan birçok insan, zihinsel sağlıklarında önemli bir iyileşme görülmüştür.