Teknoloji şüphesiz hayatımızı çeşitli şekillerde daha kolay ve rahat hale getirdi, ancak aynı zamanda aşırı kullanımla artan sağlık sorunlarına da yol açtı. Bunlardan biri de giderek artan bir endişe haline gelen kulaklık kullanımı olarak öne çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, yaklaşık 1,1 milyar genç yetişkin, yüksek gürültüye maruz kalma nedeniyle işitme kaybı riski altında. Kulüplerde ve konserlerde yüksek sesli müzik dinlemek gibi pek risk faktörleri olsa da en büyük risk kulaklıkla dinlenen yüksek sesli müziklerdir. DSÖ’ye göre 35 yaşın altındaki gençlerin müzik dinlemek için kulaklık kullanma olasılığı daha yüksekken, yaklaşık yüzde 50’si kulaklıklarını kullanarak yüksek sesle müzik dinliyor. Ses, iç kulağa ulaşmak için işitme kemikleri aracılığıyla kulak zarından geçer. Titreşim daha sonra bir sıvı ile dolu olan ve çok sayıda küçük tüyden oluşan kokleaya yayılır. Titreşim kokleaya ulaştığında, sıvı titreşerek tüyleri hareket ettirir. Gürültü ne kadar yüksek olursa, titreşimler o kadar güçlü olur ve tüyler o kadar çok hareket eder. Uzun süreli ve sürekli yüksek sesli müziğe maruz kalmak, bu hücrelerin ses titreşimine karşı hassasiyetlerini kaybetmesine neden olur. Bazı durumlarda yüksek sesli müzik, bu hücrelerin bükülmesine veya katlanmasına neden olarak geçici işitme kaybına neden olur. Ses çok yüksek olduğunda ve uzun süre çalındığında kulaktaki işitme hücreleri zarar görebilir. Bunun da ötesinde, kulaklıklar kulaktaki kulak kirini kulak kanalına doğru itebilir ve bu da enfeksiyonlara neden olabilir. En büyük endişe, bu hücrelerin yenilenme yeteneğine sahip olmamasıdır. Hasar gerçekleştiğinde, kalıcı işitme kaybına neden olabilecek hasarın geri döndürülmesi mümkün değildir. Ses, desibel olarak bilinen birimlerle ölçülür. Ses 60 desibelin altındaysa, uzun süre maruz kaldıktan sonra bile herhangi bir işitme hasarına yol açması olası değildir. Ancak 85 desibelin üzerindeki yüksek seslere tekrar tekrar uzun süre maruz kalmak işitme kaybına neden olabilir. Cihazlarda desibel çıkışını ölçmek zor olsa da, en iyi yol sesi yüzde 50 ayarında tutmak ve kulaklara herhangi bir zarar gelmemesi için dinleme süresini azaltmaktır. Genellikle kulak üstü kulaklık ve kulak içi kulaklık terimlerini birbirinin yerine kullanırız, ancak bunlar aynı değildir. Kulak içi kulaklıklar genellikle kulağa oturan küçük, sert plastik veya silikon cihazlardır. Öte yandan kulak üstü kulaklıklar, kulakların üzerine yerleştirilen ve çoğunlukla kulağın tamamını kaplayan cihazlardır. Kulaklıklar, kulak kanalında ses ile kulak zarı arasında bir boşluk sağlar. Bu nedenle kulak üstü kulaklık kullanımı önerilir. Kulaklıkla kulaklarda onarılamaz hasara neden olabilen yüksek sesli müzik dinlemekten kaçının. Ayrıca, kulakları rahatlatmak için her zaman aralar verin. Her 30 dakikada bir 5 dakikalık veya 60 dakikada bir 10 dakikalık ara vermeyi deneyin. Kulaklık kullanırken yukarıda belirtilen noktalara dikkat edilmesi önemlidir. Ayrıca kulaklıkları başkalarıyla paylaşmaktan kesinlikle kaçınmalı ve kulakta herhangi bir enfeksiyon oluşmasını önlemek için her gün uygun şekilde dezenfekte edilmelidir.