Bağırsak enfeksiyonları dizanteri, salmonelloz, tifo, paratifoid ateş A ve B, kolera, gıda kaynaklı enfeksiyonlar, viral bağırsak enfeksiyonları (adenovirüs, rotavirüs, norovirüs, astrovirüs, vb.) ve farklı bakteriyel bağırsak enfeksiyonları içerir. Dikkat etmeniz gereken bağırsak enfeksiyonlarının ana belirtileri halsizlik, uyuşukluk, iştahsızlık, ishal, kusma, karın ağrısı, ateş ve titremedir. Bağırsak enfeksiyonlarında, bağırsak lezyonları ile birlikte üst solunum yollarında da belirtiler ortaya çıkabilir. Damak ve küçük dil rotavirüs enfeksiyonunda ve bronşlar adenovirüs enfeksiyonunda etkilenebilir. Tüm bu hastalıklar, patojenlerin ağız yoluyla alınması ve insan bağırsağında çoğalması ile ortaya çıkar, buradan tekrar salgılarla dış ortama girerler, toprak, su, çeşitli nesneler ve yiyecekler yoluyla yayılırlar. Bağırsak enfeksiyonlarına neden olan patojenler (özellikle virüsler) dış ortamda oldukça dirençlidir ve patojenik özelliklerini birkaç gün ila birkaç hafta hatta aylarca koruyabilirler. Patojenlerin bulaşmasında su, yiyecek, toprak, ev eşyaları ve canlı vektörler (örneğin böcekler) gibi birkaç ana faktör rol oynayabilir. Gıda ürünlerinde, bağırsak enfeksiyonlarının patojenleri sadece kalıcı olmakla kalmaz, aynı zamanda ürünün görünümünü ve tadını değiştirmeden aktif olarak çoğalır. Ancak, örneğin kaynama sırasında yüksek sıcaklıklara maruz kaldığında, bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilecek patojenler ölür. İnsanların bağırsak enfeksiyonlarına duyarlılığı oldukça yüksektir. Çocuklar özellikle onlara karşı hassastır. Bağırsak enfeksiyonları ile enfeksiyon tehlikesi, çoğu zaman ısıl işlem görmeden soğuk tüketilen ürünler (onlardan yapılan yemekler) nedeniyle ortaya çıkar. Çünkü içlerindeki mikroplar sadece iyi korunmakla kalmaz, aynı zamanda çoğalırlar. Bu bakımdan şekerlemeler, salatalar, salata sosu, süt, tereyağı ve diğer gıda ürünleri büyük tehlike arz etmektedir. Bağırsak enfeksiyonlarına ve yayılmasına katkıda bulunan faktörlerden biri de sudur. Bağırsak enfeksiyonları ile enfeksiyon tehlikesi, açık su kullanımı, açıkta eriyen buzun kullanılması, bulaşık suları, el, sebze ve meyvelerin yıkanmasında kullanılan sulardır. Açık suda yüzerken enfeksiyon oluşabilir. Kuyu yanlış inşa edilirse veya yanlış kullanılırsa, kuyudan su içmek bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilir. Kolera, tifo, dizanteri, salmonelloz ve hepatit A bu şekilde kolayca yayılabilir. Ev eşyaları da, özellikle ailede herhangi bir hasta veya taşıyıcı varsa, çeşitli hastalıklara neden olan patojenleri içerebilir. Bunlar, bağırsak enfeksiyonlarının bulaşabileceği yemekler, çocuklar için oyuncaklar ve havlulardır. Bağırsak enfeksiyonlarının önlenmesi basit hijyen kurallarını içerir: 1. Yemek pişirmeden, yemek yemeden ve tuvaleti kullandıktan sonra ellerin sabunla yıkanması zorunludur. 2. Kaynatılmış, şişelenmiş veya musluk suyu arıtma sistemine sahip bir çeşmeden içme suyu kullanılmalıdır. 3. Turunçgiller ve muzlar da dahil olmak üzere sebze ve meyveler ancak temiz su ile yıkandıktan veya kaynar su ile haşlandıktan sonra tüketilmelidir. 4. İşlem görmemiş sütler mutlaka kaynatılmalıdır. 5. Çiğ sütten yapılan süzme peynir en iyi şekilde sadece ısıl işlem görmüş yemekler şeklinde kullanılmalıdır. 6. Tüm yiyecekler temiz, yeniden kapatılabilir bir kapta saklanmalıdır. 7. Bozulabilir gıdalar, izin verilen raf ömrü içinde buzdolabında saklanmalıdır. 8. Evde temizliğe uyum, sık havalandırma, günlük ıslak temizlik zorunludur. 9. Yaz mevsiminde açık havuzlarda yüzerken hijyene dikkat edilmeli, şüpheli yerlerde yüzülmemelidir. 10. Tren istasyonlarında, havaalanlarında, halka açık eğlence yerlerinde sadece tek kullanımlık bardaklar ve tabaklar kullanılmalıdır. Fast food ve hareketsiz yaşam tarzları çağında, giderek daha fazla sağlık sorunu ortaya çıkıyor. Günümüzde en yaygın sorunlardan biri bağırsak hastalığıdır. Besinlerin işlenmesinden ve parçalanmasından ve ayrıca bağışıklığımızdan sorumlu olan bağırsaklardır. Hangi gıdaların bağırsak florasını olumsuz etkilediğine birlikte göz atalım: Alkol Görünüşe göre alkolün zararı oldukça açık. Bununla birlikte, tüm alkollü içecek yelpazesi, bağırsaklara açık bir şekilde zarar veremez. Derece önemlidir: Alkol ne kadar güçlü olursa, vücudumuza o kadar fazla zarar verir. Yüksek alkol içeriği tüm sindirim sürecini doğrudan etkiler, bağırsaklar yenen yiyeceklerden tüm besinleri ememez ve bu nedenle güçlü içeceklerin sık kullanımı kanser gibi ciddi organ hastalıklarına yol açabilir.Alkolü tamamen kullanmamak sağlık içni en iyisidir. Et Elbette her et sindirim sistemimizi olumsuz etkilemez. Ancak yine de işlenmiş etin zararlarına dikkat çekmeye değer: Sosisler, salamlar ve diğer işlenmiş etler bağırsaklar için oldukça zararlıdır. Bağırsak kanserine de neden olabilen tehlikeli maddeler (nitrozaminler) içerirler. Salam ve sosis gibi ürünleri seviyorsanız, ev yapımı üretimi düşünebilirsiniz. Ayrıca ızgara etleri hafife almayın. Özellikle yağlı kuzu eti. Bu tür yiyeceklerin sindirimi zordur, bu da bağırsaklara ek yük getirir. Mukoza zarı iltihaplanabilir ve sindirim sisteminin astarında istenmeyen topaklara neden olabilir. Çoğu insan kızarmış et tercih eder ancak büyük miktarlarda yemek, korkunç sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle kırmızı et tüketimi azaltılmalıdır. Tatlı Çoğu zaman her türlü tatlının sadece estetik görüntümüze zarar verdiğini düşünürüz. Ama öyle değil. Araştırmalar, aşırı şeker tüketiminin bağırsakları olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor. İç flora yok edilir ve bu, sindirim sisteminden diğer organlara nüfuz edebilen ve hatta Alzheimer ve Parkinson’a neden olabilen patojenik bakterilerin çoğalmasına yol açar. Mayonez İyi bir formun başka bir düşmanı. Ve yine, sorun sadece hızlı kilo alımında değil, aynı zamanda sindirim sistemi üzerindeki zararlı etkide de yatmaktadır. Tatlılar gibi mayonez de flora üzerinde hoş olmayan bir etkiye sahiptir. Ancak bu sözler sadece satın alınan ürün için geçerlidir. Ev yapımı mayonez, ek kimyasal bileşenler olmadan oluşturulur, bu da daha sağlıklı olduğu anlamına gelir. Popüler sosları evde yapmayı deneyebilirsiniz. Margarin Linoleik asidi, ülseratif kolitin yaygın bir nedenidir. Linoleik asit de kabuklu yemişlerde ve çeşitli tohumlarda bulunur, ancak çoğu zaman onları vücudumuzu olumsuz etkileyecek miktarlarda tüketmeyiz. Margarin linoleik asitle doludur, bu nedenle aşırıya kaçmamak önemlidir. Herhangi bir yiyeceğin aşırı tüketiminin sadece bağırsakları değil, bir bütün olarak vücudu da olumsuz etkileyeceğini unutmayın. Dengeli beslenin, bol su için ve biraz egzersiz yapmayı unutmayın.