Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği (TAYB) tarafından Antalya’nın Serik ilçesi Belek turizm bölgesindeki bir otelde, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin katılımıyla ‘İklim Değişikliği Ekseninde Geleceğin Tarımı Çalıştayı’ düzenlendi.
İklim değişikliği kaynaklı kuraklık ve susuzluk sorunlarına dikkat çekilen çalıştayda, suyun yüzde 74’ünün tarımsal amaçlı kullanıldığı ve en fazla su kaybının yüzey sulama yöntemlerinde olduğu vurgulandı.
Yağmurlama ve damla sulama yöntemleriyle bu kaybı minimuma indirmenin mümkün olduğuna da işaret edildi. Çalıştayda, proje ve fikir yarışmalarında dereceye girenlere ise ödüller verildi.
“ORTALAMA HER GÜN İKLİMLE İLGİLİ FELAKET MEYDANA GELİYOR”
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin, insanlığın en büyük tehdidi olduğuna işaret eden Bakan Pakdemirli, dünya ortalama sıcaklığındaki 1.1 derecelik artışa dikkat çekerek, son 10 yılın tarihteki en sıcak dönem olarak kayıtlara geçtiğini, bu artışla birlikte tarihte görülmemiş felaketlere ve su döngüsünde ciddi değişimlere şahit olunduğunu açıkladı.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün verilerine göre, son 50 yılda, ortalama her gün iklimle ilgili bir felaket meydana geldiğini belirten Pakdemirli, “Bu felaketlerden dolayı günlük 115 kişi öldü, 200 milyon doların üzerinde kayıp oldu. Tarımsal verimde ise iklim değişikliğinin etkisiyle 2050’ye kadar yüzde 10 ila 25 arasında düşüş bekleniyor. İklim değişikliğinin en fazla etkileyeceği alanların başında tarım, gıda, su ve orman geliyor” diye konuştu.
2.6 MİLYAR TL’LİK ÖDEMELER BAŞLADI
İklimden daha hızlı değişmek zorunda olunan döneme girildiğini dile getiren Bakan Pakdemirli, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için üreticilere yönelik birçok destek uygulamasının, ihtiyaç durumunda hızlıca devreye alındığını söyledi.
Geçen hafta kuraklıktan etkilenen üreticiler için 2.6 milyar TL desteğin ödemesine başladıklarını açıklayan Pakdemirli, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler ve projeleri belirlediklerini, tohum ve tohumculuğun, iklim değişikliği özelinde, tarım ve gıda güvenliği için kilit rol üstlenen alanların başında geldiğini kaydetti.
Tohumculuğun dünyada 70 milyar doları aşan hacme sahip piyasa olduğunu dile getiren Bakan Pakdemirli, tohumculuk alanında verilen desteklerin bugün itibarıyla 4.5 milyar lirayı aştığını kaydetti. Pakdemirli, destekleri şöyle anlattı:
* 2020 bitkisel üretim desteklerindeki en fazla artışı, tohumda yaptık. 2020 yılında sertifikalı tohum kullanım desteğinde buğday ve arpada yüzde 88, tritikale, yulaf ve çavdarda yüzde 166, çeltikte yüzde 100, kuru fasulye ve mercimekte yüzde 50, patates, kolza ve aspirde yüzde 25 oranında artışlar yaptık. 2022 üretim yılı içinde ilave arpa, buğday, çavdar, tritikale, yulaf ve çeltikte de yüzde 50 artış yaptık.
MUHALEFETE TEPKİ
Türkiye’nin bugün, dünya tohum ticaretinde söz sahibi olduğunu belirten Bakan Pakdemirli, bazı spekülasyonlara cevaben, ülkede kullanılan tohumlukların yüzde 96’sının yurt içinde üretildiğini açıkladı.
‘Türkiye’nin ithal tohumlarla yabancılar tarafından sarıldığının kuyruklu yalan’ olduğunu söyleyen Pakdemirli, “Biz bu başarıların daha iyi olması için çalışıyoruz ama Türkiye’de başta muhalefet olmak üzere bazı kitleler tarımın daha kötü, kırsalın boşalması için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. O yüzden hem bu başarınızı kutlamak için hem de tohumculuk sektörüyle ilgili bu yalanları ortaya atanlara doğru bir cevap verilmesi için Ankara’ya kadar ulaşacak bir alkış istiyorum sizden. İşte yürekleri yetiyorsa bu alkışların sesini Ankara’dan duyarlar, yürekleri yetiyorsa da bu alkışları televizyonlardan yayınlarlar. İnşallah 2023 yılında da 1.5 milyon ton sertifikalı tohum üretimi ve 500 milyon dolarlık ihracat hedefliyoruz” diye konuştu.
3 ÖNERİ
Gelecek 30 yılda, dünya nüfusunun yüzde 25 artarak 10 milyara, Türkiye nüfusunun da yüzde 25 artarak 105 milyona çıkacağını dile getiren Bakan Pakdemirli, şunları kaydetti:
* Yapılan istatistiki çalışmalara göre, önümüzdeki 30 yılda, dünya nüfusu yüzde 25 artarak 10 milyara; ülkemiz nüfusu da yine yaklaşık yüzde 25 artarak 105 milyona çıkacak. Bu kadar nüfusun sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşabilmesi için iklim değişikliğiyle mücadele özelinde, 3 öneri sunmak istiyorum.
* Bu kadar nüfusun sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşabilmesi için, iklim değişikliğiyle mücadele özelinde, 3 öneri sunmak istiyorum. Bir, ecdadımızın emaneti toprağımızı, doğru bir şekilde kullanmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Bu amaçla koruyucu toprak işleme teknikleri ile ekilmedik bir karış tarım toprağı bırakmıyor olmamız gerekiyor. İki, artık ‘suya göre tarım’ yapmalıyız.
* Bir damla suyumuzu bile boşa harcamadan doğru sulama teknikleriyle toprağı suyla buluşturmak için çalışmalarımızı yürüteceğiz. Üç, iklim değişikliğinin bitkisel üretim sektörü üzerindeki etkilerini mikro havzalar bazında belirleyip, kaynakların kullanımını optimize ederek, en uygun bitki türü ve çeşitlerini tespit ediyor olmamız lazım. DHA