Melih Bulu’yu protesto gösterileri sırasında tutuklanan arkadaşlarına destek olmak için 1 Şubat’ta basın açıklaması yapmak isterken gözaltına alınan öğrencilerden 52’si hakkında, ‘toplantı ve gösteri yürüyüşlerine silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’ ve ‘kişiyi, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle birden fazla kişiyle hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından, toplamda 2 yıl 6 aydan 18 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davanın ikinci duruşması bugün yapıldı. Duruşmaya, bir önceki duruşmada savunmaları alınamayan öğrenciler ile avukatları katıldı.
“POLİS KARAKOLDA ’SENİ BURADA ÖLDÜRÜRÜM’ DİYE TEHDİT ETTİ”
Hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını isteyen Boğaziçi öğrencisi Sergen Kahraman Çotak, gerekçesini şöyle anlattı; “İmza atmak için gittiğim Armutlu Karakolu’nda çok kötü muamelelere maruz kalıyorum. O karakolda bir amir var. Gerçekten iğrenç bir insan. İmza atmaya gittiğimde, oradaki polislerden biri, ‘ne işin var lan burada’ diyerek kolumdan tuttu. Beni tartakladı. Karakolda bulunan diğer polisler de üzerime gelerek hepsi birden beni darp etmeye başladı. Ülkücü bıyıklı bir polis gelerek tokat attı, yere düşürüp dövmeye başladı. Bana, ‘seni duvara dayarım, üstünü soyarım gerisini sen düşün’ dedi. ‘Seni burada öldürürüm’ diye tehdit etti. Orada canıma kast edildi. Suç duyurusunda bulunacağım dediğimde, ‘görüntü kaydını sileriz, bulunmana gerek yok’ dediler” ifadelerini kullandı.
“BİZ ÖĞRENCİYİZ VE YERİMİZ OKUL”
Gözaltına alındığında başörtüsünün çıktığını ve polislerin, başörtüsünü düzeltmesine izin vermediklerini anlatan Şeyma Altundal da mahkemedeki savunmasında şunları anlattı;
“O gün, güvenlik güçleri koridor açmadan bizi darp ederek gözaltına aldı. İki kadın polis tarafından gözaltına alındım. Beni yerde sürüklediler. Hakaretler ettiler. Başörtüm açıldı. Bu gözaltı zaten gayrı hukukiydi. Israrla, ‘durun başörtümü düzelteyim, sonra gözaltına alırsınız’ dememe rağmen durmadılar, gözaltı aracında ters kelepçe yaptılar. ‘Dur daha sana neler yapacağız’ gibi şeyler söylüyorlardı.
“DEVLET İÇİN EN BÜYÜK GÜVENLİK TEHDİDİ BİZ MİYİZ?”
Altundal devamında, “Devlet için en büyük güvenlik tehdidi biz miyiz? Emniyet müdürlüğü, milyonlarca takipçisi olan resmi hesabından, benim adımı ve soyadımı yazarak, başörtüm konusunda yalan söylediğimi ve bununla da mücadele ettiklerini paylaştı. Paylaştıkları videoda da gözaltına alınmadan önce ve alındıktan çok sonra çekilmiş iki farklı görüntünün birleşimiydi. Bu paylaşımla, ‘Bakın yalan söylüyor, başörtüsü açılmamış’ dediler. Bu paylaşımı, bu devletin İçişleri Bakanlığı da resmi sosyal medya hesabından paylaştı. Bu paylaşım, başında, ‘TC Emniyet Müdürlüğü’ yazan, görevi vatandaşın güvenliğini sağlamak olan bir kurumun resmi hesabında günlerce sabitli paylaşım olarak kaldı.” dedi.
“BU ABSÜRTLÜĞÜ ANLATMAYA KELİMELER YETMEZ”
“Bu video iftiradır demeye bile tenezzül etmek istemiyorum” diyen Altundal, “Emniyet Müdürlüğü’nün paylaştığı bu videoda, genç, üniversite öğrencisi bir kadın hedef gösterilmiştir. Benim hakkımda, ‘#yalancışeyma’ diye tag (konu) açıldı ve milyonlarca tweet atıldı. Teröristinden, hainine aklınıza gelebilecek her türlü hakaret ve tehdide maruz kaldım. Emniyet tarafından benim kişisel verilerim ihlal edildi. Yalnızca bana değil aileme de saldırıldı. Bunu ne kadar anlatsam, durumun saçmalığını, gayri hukukiliğini anlatmam gerçekten zor. Bu absürtlüğü anlatmaya kelimeler yetmez.” diye konuştu.
“MASUMUZ VE HAKLIYIZ”
Kendisine yaşatılanlardan ötürü şikayetçi olduğunu belirten Altundal, Altundal, “Uğradığım tüm bu adaletsizliğin, haksızlığın faillerinden hesap sorulsun istiyorum. Ben ve arkadaşlarım masumuz ve haklıyız. Hiç bir suçlamayı kabul etmiyorum” diyerek beraat talebinde bulundu.
Mahkemede savunma yapan diğer öğrenciler, gözaltına alındıklarında şiddet gördüklerini ve Anayasal haklarını kullandıklarını ifade ederek, haklarındaki adli kontrollerin kaldırılmasını ve beraat talebinde bulundu.
21 ÖĞRENCİ HAKKINDAKİ ADLİ KONTROLLER KALDIRILDI
Ara karar oluşturan mahkeme, savunma yapan 21 öğrenci hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi. Mahkeme, dosyada mağdur olarak adı geçen Aysun Akkayın hakkında zorla getirme kararı verdi.
Duruşma, henüz savunmasını yapmayan diğer öğrencilerin savunmalarının alınması için Şubat 2022’ye ertelendi.