CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Toplantımıza Tayyip Erdoğan’ın ekonomiyi, borsayı, fiyatları etkileyen ve yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapan açıklamalarıyla, talimatlarıyla başlamak isteriz.” diyerek sözlerine başlayan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü;
*Her gün iktidar partisi temsilcilerinin hatalarından ders alacağı, yanlış mesajlar vermeyeceği bir güne başlamayı umuyoruz. Ancak AKP cephesinde değişen bir şey yok. Tayyip Erdoğan, kendine özgü ekonomi hipotezini ısrarla savunmaya devam ediyor.
*Geçen sene eylül ayında Türkiye’nin felaket senaryosu olan 10 liralık dolar, 12, 13, 14, 16 lira… Bir gece 18 liraya kadar geldi ve oturdular şöyle bir şey söylediler: ‘Siz yine faiz vermiyoruz deyin ama örtülü bir faiz verelim.
*Bu faizi zenginlere verelim, bedelini de vatandaşın sırtına yükleyelim’. Dolar 18 liradan 12-11,5’a düştüğünde, ‘Birkaç güne 10 liranın altına düşecek ve orada normal bir seyre kavuşacak’ diyordu.
*Şu anda dolar 14 lira sınırındadır. Hiç öyle 10 liranın altına düşmedi. Şimdi 14 lira sınırındadır. 10 lira bu ülkenin felaket senaryosuyla yüzde 40 üstündeyiz.
“MİLLETİN ÖNÜNE SANDIĞI KOYMAK LAZIM”
Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘2022 bizim en parlak yılımız olacak’ sözlerini eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
*Erdoğan açıklamalarında ‘2022 en parlak yılımız olacak inşallah’ demiş. Tayyip Bey’in damadı 3 ayda bir geçip bize ‘şubat ocaktan iyi olacak, mart da şubattan iyi olacak’ diyordu. Ama hiçbir ay, bir öncekinden iyi olmadı; her gelen ay geçen ayı, her gelen yıl geçen yılı arattı.
*O yüzden Erdoğan’a Anadolu’da çok kullanılan bir deyimi söylemek lazım: Bal, bal demekle ağız tatlanmıyor. İyi olacak, parlak yıl olacak demekle, parlak yıl yaşanmıyor. Parlak yıl yaşanması için ekonomi biliminin gereğini yapmak lazım, inadının gereğini değil.
*Oturup bağımsız kurumlara karışmamak onların görevlerini korkmadan yapmalarına izin vermek lazım. Söz dinleyen Merkez Bankası demek, olmayan Merkez Bankası demektir. Ha kendisi için dünyanın en pahalı uçağında gezeceği bir yıla parlak bir yıl diyebilir.
*Yandaş müteahhitlerini daha zengin edeceği bir yıla, parlak bir yıl denebilir ve mahdumlarının evlatlarının yeni yeni vakıfların başına geçtikleri yıla, parlak bir yıl denebilir. Türkiye için parlak bir yıl, sandığın geleceği yıldır.
*Eğer 2022 parlak yıl olacaksa, milletin önüne sandığı koymak lazım. Millet kendi geleceğini parlatır, kendi önünü aydınlatır. Ama sandığın gelmediği ve bu liyakatsiz kadroların milleti meşgul ettiği her yıl, daha karanlık bir yıl olmaya adaydır.
“BUNLAR SİYAH GÖMLEKLİLER Mİ?”
Özel, şarkısında Hz. Havva ve Hz. Adem’e yönelik sözler nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunulan Sezen Aksu’nun evinin önünde açıklama yapan gruba tepki göstererek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yüklendi. Özel, şunları söyledi;
*Milli Beka Hareketi Sezen Aksu’nun evinin önünde 20:30’da basın açıklaması yaptılar. Ey Süleyman Soylu, sana sorarlar: Anayasa’ya rağmen önceden izin almaksızın yapılacak bu işleri gündüz vakti yapana kanunsuz şekilde karşı çıkıyorsun.
*Kanunda bu işlerin gün ışığında yapılacağı yazıyorken, gecenin karanlığında bir kadın sanatçının evinin önüne toplananlara etrafından izleyip, güvenliklerini sağlıyorsun. Bu nasıl adalet, bu nasıl eşitlik? Kim bunlar? Bunlar siyah gömlekliler mi kardeşim, kim bunlar? Bu adamlar kim?
*Hangi rejimin, kimin adına kimi tehdit ediyorlar? İşleri güçleri tehdit. Milli Beka Hareketi’nin Başkanı Murat Şahin, geçenlerde polis çevirmesine yakalandı mı? Yakalandı. Üstünden sahte polis kimliği, sahte basın kartı, bir tane polis telsizi, arabada kaçak çakar çıktı.
*Sahte basın kartı düzenlemiş kalpazan adamlar, Süleyman Soylu’nun himayesinde. Milletimize şikayet ediyoruz.
“SİZDEN KORKAN SİZDEN BETER OLSUN”
*2017’de bestelenmiş bir şarkıyı 2022’de biz fark ettik deyip refleks verenler, mevzuyu köpürtenler. 2017’de Türkiye’de olabilen bir işi, 2022’de namümkün kılıyorlarsa, bunun adı faşizmin bayrağını yükseltmektir.
*Bunun adı Türkiye’yi yasaklar ülkesi yapmaktır. Bunun adı işlenmeyen suçları dine karşı işleniyormuş gibi gösterip, nefreti örgütlemektir, hedef göstermektir. Bu kaybedilmekte olan seçimin, mutfaktaki yangının, sokaktaki yangının, pazar yerindeki yangının din istismarı ile bastırılmaya çalışılmasıdır. Buna teslim olmayız.
*Soylu’dan da, Milli Beka Hareketi’nden de korkmayız; bunların tehditleri vız gelir, tırıs gider. Öbür taraftan Ankara Melike Hatun Camii’nin İmam Hatibi Halil Konakçı: Afiş yaptırıyorlar, il il geziyor, vaazlarda bulunuyor. Camide alkış var. Camiler bunun için mi yapılmış? Ne yapıyor? Sezen Aksu’yu tehdit ediyor, hedef gösteriyor.
*Bundan iki hafta önce çıktı, bir başka camide beni tehdit etti. Halil Konakçı! Cürmün kadar yer yakarsın. Murat Şahin! Cürmün kadar yer yakarsınız ama biz buradayız kanunlar da burada.
*Diyanet İşleri Başkanı bu hedef gösterenlere, bu sapkın zihniyete, en çok zararı dine samimi Müslümanlara verecek olan bunlara ve İçişleri Bakanlığı ve mahkemeler ne yapıyor göreceğiz. Bizim bir tane canımız var, bir tane de korumamız yok. Öyle tehdidinize biz yılarsak, biz bir adım geri gidersek, biz bir kelime eksik konuşursak, biz bir santim eğilirsek, siz bu millete diz çöktü görürsünüz.
*Sizin önünde secde ettiğiniz Altıncı Filo’nun askerini denize dökenlerin devamıyız biz. Tek de kalsak, birer birer de olsak biz bu ülkenin cumhuriyetçi, vatansever evlatlarıyız ve hiçbir tehdidinize, İçişleri Bakanı’nın arkanızı sıvazlamasına, Atatürk’ün kurduğu Diyanet’i cumhuriyetin kurumlarının karşısına diken, Diyanet İşleri Başkanı’na, onun üzerimize saldığı tehditçilere, şantajcılara da asla ve asla teslim olmayız.
*Eğer vicdanı olan varsa, insafı olan varsa, bu Ak Parti’nin trollerinin, trol orduları komutanı Fahrettin Altun’un, damada karşı kurulmuş trol hareket ordusu Süleyman Soylu’nun ve Soylu’ya karşı kurulmuş trol harekat ordusunun sahibi Berat Albayrak’ın sahipli-sahipsiz trollerin gazına gelip de günahsız insanları hedef göstermesin. Sizden korkan sizden beter olsun.
“EVET OYU KULLANACAĞIZ”
Özel, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’e ilişkin fezlekenin komisyona getirileceğine ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi;
*HDP’li Semra Güzel büyük bir yanlış yapmış, Cumhurbaşkanı’nın valilere, kaymakamlara, ‘teröristlere dokunmayın’ dediği bir zamanda, gitmiş bir teröriste dokunmuş. Bu affedilir değil. Ak Partililer bunu hatırlasın. O dönemde valiler, kaymakamlar, alay komutanları önlerinden geçen teröristlere dokunmuyordu.
*Ama biz Semra Güzel’in örgüt kıyafetleriyle çektirdiği fotoğraf ve elindeki silahla çektirdiği fotoğrafın doğru fotoğraflar olmadığını, milletvekilliği ile bağdaşır fotoğraflar olmadığını, bu konuda açılacak soruşturmanın yürüyebilmesi açısından bu dosyaya özel olarak dokunulmazlığının kaldırılması noktasında evet oyu kullanacağız. Daha sonra da yargının yapacağı yargılamayı takip edeceğiz” ifadesini kullandı.
“ERDOĞAN YANLIŞ SULARDA YÜZMEYE DEVAM EDİYOR”
Erdoğan’ın ‘Edirne’deki İmralı’ya hesap verecek’ sözlerinin anımsatılması üzerine Özel, şunları söyledi;
*Tayyip Erdoğan yanlış sularda yüzmeye devam ediyor. Bir yandan canı istediği herkesi terör parantezine içine alıyor, terörist parantezinin içine alıyor. Diğer yandan İmralı’daki terör örgütü liderine mesaj yollamaktan geri durmuyor.
*Neymiş? Edirne’deki İmralı’ya hesap verecekmiş. İmralı neresidir? Yani İmralı’dakinin hesap soracağını söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hesabı iki tane sorma mercii vardır. Bir; sandıkta millet sorar, konumuz o değil.
*İki; bir suç işleniyorsa, mahkemeler sorar. Yargı makamı mıymış İmralı, yargı makamı mıymış Abdullah Öcalan da hesap soruyormuş? Abdullah Öcalan kime hesap soracakmış. Nasıl oluyor da Yüksek Güvenlikli İmralı Cezaevi’nde tutulan birisi, seçimlerle gelmiş bir eş genel başkana hesap soruyor?