“Bu bütçe, AKP’nin iddia ettiği gibi milletin bütçesi midir?” diye soran Gülizar Biçer Karaca’nın konuşmasından satırbaşları:
“ÇİFTÇİ HASAN AMCA, MEHMET DAYI BU BÜTÇEDE YOK”
*Denizli Bozkurt ilçesinden çiftçi Hasan Yurdakul aradı “Sayın Vekilim, üre gübresini geçen yıl 95 liraya aldım, bugün 780 lira ve gübre atmadım, atamayacağım.” diyor. “Bu bütçede çiftçinin bu sorununu çözecek bir kalem var mı?” diye sordu, baktım; hayır. Denizli’nin Bozkurt ilçemizden Hasan amcamız gibi çiftçilerin bu sorununu çözecek, bütçede hiçbir kaynak yok.
*Kale ilçesinden Mehmet Bey aradı, çiftçiymiş kendisi, Tarım Kredi Kooperatifi’ne ve Ziraat Bankası’na olan borçlarından dolayı traktörünü satmış, yetmemiş; tarlasını satmaya çalışıyormuş, geçen hafta bankaya gittiğinde bakiye borcunun 5.600 lira olduğunu söylemişler, bugün bankaya 5.600 lirayı ödemek için gittiğinde 9.800 lira demişler, diyor ki: “Sayın Vekilim, çiftçilerin bu faiz borçlarının silinmesi için bütçede bir kaynak var mı?” Hayır, yok.
“EMEKLE ÇOCUKLARINI BÜYÜTEN KADINLAR DEĞİL EKKONOMİ KİTABINI YAZANLAR UTANSIN!”
*Erzurum’dan 6 çocuk annesi Ayten Hanım aradı. 6 çocuğunun 2’si üniversiteyi bitirmiş ama işsiz. Ayten Hanım diyor ki: “Benim çocuklarım meyvenin ve sebzenin tadını bilmeden büyüdü ve bunu söylemeye utanıyorum.” ve ben buradan Ayten Hanım’a, Ayten Hanım gibi, Anadolu’nun vefakâr, cefakâr kadınlarına sesleniyorum: Ayten Hanım, değerli kadınlar; utanması gereken, siz değilsiniz; asıl utanması gereken, her mevsim için oturacak bir saray yapıp ardından “Ekonominin kitabını yazdım.” diyerek sizlerin bu yoksulluğunu, çığlığını duymayanlardır, asıl onlar utanmalıdır.
*Sağlık Meslek Lisesi’nden mezun olan Esra aradı. Cümleleri aynen şöyle: “Sağlık meslek Lisesi’ne girdiğimde bir B planım yoktu. Tek amacım, aylarca deli gibi çalışıp sınavda 1’inci olmaktı ve branşımda 95 puan alarak 1’inci oldum. Hâlâ atamam yapılmadı. Televizyonlarda görüyorum, “mülakat” dendikçe içim sızlıyor. Atanmamayı düşünemiyorum, düşünmek istemiyorum çünkü düşünürsem delirecek gibi oluyorum.”
*Bir başka gencimiz, Özge: “Arkadaşlarımla üniversite mezunu olarak hepimiz işsiziz, umutsuzuz; yurt dışına çıkışı kurtuluş kapısı olarak görüyoruz. Çok kolay bir karar değil, ailemiz burada ama başka çaremiz yok. ‘Ekonomik özgürlüğümüzü elde etmenin tek yolu yurt dışıdır.’ diyoruz.” Özge’ye şunu söyledim: “Özgeciğim, ‘Efendim, işsizlik var olabilir. Her üniversiteyi bitiren iş sahibi olacak diye bir şey yok.’ diyen, bu bütçeyi yapan zihniyettir. İşte bu bütçeyi bu zihniyetle yapan o kişinin, ne sizin işsizliğinizle, ne kısıtlanan özgürlüklerinizle, ne adalete olan inancınızın sarsılmasıyla ve umudu yurt dışında aramanızla alakası yok. Çünkü onlara göre siz yurt dışına turistik geziye gidiyorsunuz.”
“SMA HASTALARININ HAKKI, NADİR HASTALARIN İLACI, TEDAVİ CİHAZLARI BU BÜTÇEDE YOK!”
*Kasım ayında SMA hastası Eskişehirli Muzaffer bebeğin annesi, çocuğunun tedavisi için gerekli masrafları karşılayamayacağı kaygısıyla intihar etti. Diyarbakır’daki Esma’nın ailesi “Öksürtme cihazı alamıyoruz.” diyor. Çünkü geçen yıl 30 bin liraydı, bu yıl dolardaki artışla 60 bin lira. Diyor ki: “Bu bütçede, bu, öksürtme cihazı var mı?” Maalesef yok. Kistik fibrozis hastası olanlar için yurt dışından bir ilaç gelmesi gerekiyor ama mahkeme kararıyla. Geçtiğimiz hafta bir yönetmelik çıkardılar, mahkeme kararıyla da gelmiyor. İşte o “KİFDER” denen Derneğin Başkanı aradı; o hastalar için de bu bütçede kaynak yok. Bu bütçede Muzaffer bebeğin ilacı yok, öksürtme cihazı yok, kistik fibrozis hastalarının tedavileri için ilaçları yok, bu bütçede yaşam hakkı yok!
“DOLAR 15 TL’YE YELKEN AÇTI; HANELERE REVA GÖRDÜĞÜNÜZ RAKAM ORTADA”
“Müteahhitleri zengin eden bütçe” ifadesini kullanan Karaca, konuşmasını şöyle sürdürdü:
*Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne yıllık 147 milyon 825 bin dolar artı KDV ödemek var. Bu bütçede başka ne yok? Bu bütçede 7 milyon yoksul için sosyal destek adına ayırdığınız pay sadece 414 lira. Dün bu bütçe konuşmasını hazırlarken bunu geçiş ücretiyle şöyle ilişkilendirecektim: 7 milyon yardıma muhtaç dediğiniz, sosyal desteğe muhtaç dediğiniz vatandaşa yıllık ayırdığınız para 4.968 lira, sadece 4.968 lira ama bu konuşmayı hazırlarken Osmangazi Köprüsü’nde 1 araç için 548 lira ödeyecektiniz. Daha yirmi dört saat bile geçmeden dolar 15 liraya doğru yelken açtığında, o “5’li çete” dediğimiz, müteahhit rant çetesine 1 araç için Osmangazi Köprüsü’nde ödeyeceğiniz para 552 lira oldu. Vatandaşa bir yılda 4.968 lira, ayda sadece 414 lira ama 24 saat bile geçmeden kârına kâr katan yandaş müteahhitlere garanti ödemeleri!
*Bugün doğan kundaktaki bebeğin ödeyeceği faiz yükü 3 bin TL’ye yakın ama o bebeğin anne babası ekonomik darlık, ekonomik buhran ve derin yoksulluk sebebiyle bebeğine mama alamıyor. Genel Başkanımızın talimatıyla bizim belediyelerimizin oluşturduğu o fon var ya, karakış fonu; gidip bebekleri için mama istiyorlar. İşte, milleti bu duruma düşürdünüz.
“VATANDAŞIN YÜZDE 71’İ YOKSULLAŞTI”
Karaca, konuşmasını, “Vatandaşımızın yüzde 71’i “Yoksullaştım.” diyor, yüzde 74’ü “Türkiye kötüye gidiyor.” diyor ve vatandaşımızın yüzde 68’i bu durumun sebebi olarak ne diyorlar biliyor musunuz? “Türkiye’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yoldan ve yönden çıktığı için bunlar oldu.” diyor. Sorun belli; sorun tek kişilik saray hükûmeti ve onun liyakatsiz kadroları! Çözüm belli; Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda ve yönde giden liyakatli, kadınlara ve gençlere umut bahşeden ve yoksulluğu yöneten değil, yoksulluğu bitirecek halkın iktidarıdır” ifadeleriyle sonlandırdı.