Danıştay 10. Dairesi kararında, “Cumhurbaşkanı Kararının 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde verilen yetkiye istinaden tesis edilmiş olması nedeniyle, davanın durumu ve uyuşmazlığın hukuki niteliğine göre, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen koşulların bu aşamada gerçekleşmediği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması isteminin reddine, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi” denildi.
“TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDE KARARNAME İLE DÜZENLEME YAPILAMAZ”
Danıştay 10. Dairesi’nin kararında kullanılan karşı oylarda ise her ne kadar uluslararası antlaşmaları onaylama yetkisi yürütme erkinde, dolayısıyla Cumhurbaşkanına ait olsa da “temel hak ve özgürlüklere ilişkin kararname ile düzenleme yapılamayacağı, kanunla düzenleme yapılan konularda kararname çıkarılamayacağı” vurgulandı.
DAVA 26 NİSAN’DA AÇILMIŞTI
TTB, İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilmesi üzerine 26 Nisan 2021’de yürütmenin durdurulması ve kararnamenin kimi hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması talebiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna dava açmıştı.
TTB’nin itirazında Anayasa’nın bütünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi uyarınca, hakkında Anayasa’ya aykırılık itirazı yapılması yasaklanan, temel hak ve özgürlükleri güvence altına almayı amaçlayan, iç hukukta doğrudan değişiklik yapan bir sözleşmeden çıkılmasının yürütme erkinin tek kişilik işlemiyle mümkün olmayacağı, uluslararası insan hakları hukukunun salt normlar dizgesi değil bir hukuki statü olması nedeniyle sözleşmenin haklarını korumayı hedeflediği kişilerin ve TBMM’nin denetim olmaksızın düzenleme yapılamayacağı belirtilmişti.