Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Artı TV’de yayınlanan ‘Kemal Avcu ile Ankara Gündemi’ programına konuk oldu, gündemi kıymetlendirdi, soruları yanıtladı.
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının seçim takvimi ile birlikte ele alınacağını söz eden Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır mitingine ait ise “Havaalanından miting meydanına kadar her yerde Erdoğan’ın resmi asılıydı. 12 Eylül’de Kenan Cihan’ın bu kadar resmi var mıydı? Ben hatırlamıyorum” sözlerini kullandı.
Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
CUMHUR İTTİFAKI SAĞLAM TABANDA YÜRÜMÜYOR: (Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı) Milletvekili adayları ne vakit tespit edilirdi evvelce, eski sistemde? Seçim takvimi oluştuktan sonra. O milletvekili adayları içerisinden de bir başbakan çıkacak olurdu. Artık ise cumhurbaşkanı adayı da nihayet seçim takvimi oluştuğunda oturulup karar verilecek bir konu. Ancak bu boş durduğumuz manasına gelmiyor. Seçim takvimiyle birlikte bu mevzuyu ele alacağız. Hiç mi istişare etmiyoruz? Bu türlü bir durum yok doğal, bütün başkanla, ikili, üçlü bu bahislerde istişarelerini sürdürür, kanaatlerini beyan eder ancak biraz iktidarın ve sayın Bahçeli’nin ve sayın Erdoğan’ın bütün baskısı kendilerinin adaylarının kararının net olduğunu söyledi fakat, Cumhur İttifakı da o kadar sağlam yerde yürümüyor. Bugün sayın Bahçeli Küme Başkanvekili Yetenekli Ünal’a, sıradan biri değil Uzman Ünal, tahminen Altılı Masa’ya yöneltilecek kadar sert bir eleştiriyi, açıkçası Cumhuriyet düşmanı ilan etti. Artık merak ediyorum bakalım Yetenekli Ünal ne yapacak, sayın Erdoğan ne diyecek?
AK PARTİLİLER DE RAHATSIZ: Ben o partinin genel başkanlığını yaptım. Siyaseten uğraş ederim, yanlışları söylerim lakin insani mevzuda da ayrım yapmam. Bu AK Parti milletvekillerinin bakanlarının, yetkililerinin, genel lider yardımcılarının birden fazla, karşılaştığımızda, aramızdaki hukuk gereği de ben sorarım devletin durumu şu ne yapıyorsunuz, ne ediyorsunuz? diye. Rahat konuşuruz nihayetinde münasebetlerimiz bitmiş değil. Birçoğu da var olan durumdan rahatsızlıklarını söz ederler.
ÜLKEYİ BU HALE GETİRENLERLE GÖRÜLECEK HESABIMIZ VAR: Biz düşman değiliz. Hasım olduklarım var, Ülkeyi altı yıl içinde bu hale getirenler. Altı yıl evvel benim başbakanlığı bıraktığım günlerde bu ülkede enflasyon yüzde 3.2’ydi üretici enflasyonu, tüketici enflasyonu yüzde 6’ydı şu anda yüzde 151. neyi alırsanız alın dolar 2.80’di vs. tek tek taban fiyatın ortalaması Avrupa ölçeğindeydi vs. Ülkeyi bu hale getirenlerle natürel ki görülecek hesabımız var.
İktidarda bu kadar uzun müddet kalmış bir partiden kopmanın sıkıntı olduğunu biliyorum. Tarihin o denli eşitleri vardır ki, bir kişi, iki kişi, üç kişi tarihi değiştirirler. Orada yürek gösterenler tarihe geçer, korkaklık yapanlar ise o akıntıya kapılırlar bir süre sonra da bütün o vebali omuzlarında taşırlar. Artık AK Partinin bütün milletvekilleri bu türlü bir muhasebeyle karşı karşıya.
ESKİDEN ORTADOĞU ÜLKELERİNDE OLURDU: (Diyarbakır mitingi) Diyarbakır’da Erdoğan’ı dinlemeye mi geldi oraya gelenler? Her bir muhtara, yetkililere baskı yaparak ‘miting meydanından selfie çekeceksiniz, meydanda olduğunuzu göstereceksiniz’ diye baskılar yapıldı. Okullarda öğrenciler, memurlar… Artık ben Türkiye’ye de yakıştıramıyorum. Evvelden, biz Ortadoğu ülkelerine gittiğimizde her yerde önderin resmi var, hükümdarın resmi var. Artık Diyarbakır’ın Havaalanı’ndan kentin meydanına kadar, her yerde Erdoğan’ın resmi var. 12 Eylül’de Kenan Cihan’ın bu kadar resmi var mıydı, bilmiyorum. Haydi o vardı, artık miting hasebiyle bütün her yerde. Bunlar artık diğer bir formata döndüler. Siyaset Formatı dışında bir format. Münasebetiyle bu yapı devam edemez.
ÇIĞLIKLARIN ÜZERİNİ ÖRTMEK İÇİN MÜZİK ŞENLİKLERİ FALAN YAPILAMAZ: Ben geçen sene 12 Eylül’de Diyarbakır’daydım ve o yüz karası, utanç verici şeylerin yaşandığı hepimiz için utanç verici olan o binanın önünde açıklama yaptım. Burası bu makûs anıların bir daha yaşanmamasını teminen bu maksatla kullanılmalı. Bir daha bu ülkede 12 Eylül yaşanmayacak. Artık insanın lisanına bile gelmeyecek azap olayı, söylemekten insanın insanlık onuru itibariyle utanacağı fiiller yaşandı orada. Kültür faaliyeti olarak, müzik vb. yapılamaz, yapılmamalıdır. Benim kanaatim, bir daha tekrarlanmayacak bir hatıra alanı, bir müze, bir şey olarak kalması lazım. Bir daha 12 Eylül yaşanmayacak dedirtecek bir hale dönüşmesi lazım. Orada yaşanan acılara ve orada zulümle ölmüş beşerler bu hürmetin bir gereği. Orada geçmişte yükselen çığlıkların üzerini örtmek için müzik şenlikleri falan yapılamaz. Şayet, kültür merkezinden kasıt buysa…
YENİ BİR TAHLİL SÜRECİ BAŞLATMALIYIZ: Türkiye’nin iki anlayış, yaklaşım ve zihniyete müsaade vermemesi lazım. Bir güvenlikçi siyasetler Kürt sorunun imkansızlaştırır, çözmez. Güvenlikçiden kastım bütün sıkıntıyı oraya bağlayan. Bu yamuk siyasetlerle bir yere varılmaz. Bu siyasetlerle, 100 yıllık yaralar depreşir. Alternatifi ise şayet bunun zıttı kaossa, kaosa da müsaade verilmez. Devlet kamu sistemi içinde bir mahkeme olur, bir adaleti olur ülkenin. Artık bu iki uç noktaya karşı bütün bu yaşanan acı deneyimlerden, ders almış, geçmişte HDP’ye oy veren vatandaşlar, geçmişte MHP’ye oy veren vatandaşlar, geçmişte AK Parti’ye oy veren vatandaşlar vs. onların artık ortak bir yerde buluşması lazım bu ortak taban. Ne kaos ne güvenlikçi siyaset… Özgürlük güvenlik istikrarı… En legal devlet, vatandaşına dönüp, “ben senin güvenlik alanına riske etmeden en geniş özgürlüğü sana vereceğim” diyen ve tıpkı vakitte özgürlüklerini hiç kısıtlamadan en geniş güvenlik imkanı sağlayacağım diyen devlettir. Yeni bir süreci başlatmalıyız.
ERDOĞAN BAŞTA SAMİMİYDİ: (Erdoğan ‘çözüm süreci’nde samimi miydi?) Başta samimiydi. ‘Seni lider yaptırmayacağız’, süreç tüm ögeleriyle devam ederken yapılan açıklama olacak iş miydi?
Ben tahlil sürecini ayakta tutarken bir taraftan kamu sistemini sağlamaya, bir taraftan Erdoğan’ın teskin etmeye ve HDP’lilerle görüşmeye çalışıyordum… (Süreç devam ederken kalekol yapılması etkilemedi mi?) Kalekolların birçok tahlil sürecinden sonra yapıldı. Barikatlar şehirlerdeydi, süreçten evvel kazıldı. Hendekler barikatlar FETÖ’nün tuzağı da olabilir lakin o sen o tuzağa niçin düşüyorsun? Kanton ilanını FETÖ’cüler mi yaptı? Demirtaş’ın bugünkü açıklamaları ders alan açıklamalar, değerli buluyorum. (HABER MERKEZİ)