Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 37’nci Bakanlar Toplantısı’na video mesaj gönderdi.
Erdoğan, insanlık olarak corona virüsü salgınının etkilerinin hayatın her alanında çok derinden hissedildiğini belirterek, şunları söyledi:
ENERJİ FİYATLARI YÜZDE 176 ARTTI
– Örneğin küresel ölçekte meydana gelen arz talep dengesizlikleri emtia fiyatlarında yüksek artışlara yol açmıştır. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü Gıda Fiyatları Endeksi Ekim ayında yıllık yüzde 31,5 oranında artarak 2011 yılından bu yana en yüksek seviyesine çıkmıştır. Uluslararası Para Fonu emtia genel endeksi keza ekim ayında yüzde 74, enerji fiyatları yüzde 176, enerji dışı emtia fiyatları ise yüzde 20,5 oranında artmıştır.
– Küresel emtia fiyatlarında gözlemlenen bu olağan dışı seyir dünya genelinde enflasyon oranlarını da tetiklemiştir. Doğal kaynakların israfı gıda üretimini ve gıda güvenliğini tehlikeye atmıştır. Böyle bir konjektörde teşkilatımızın 8’inci Gıda Güvenliği ve Tarımsal Kalkınma Bakanlar Konferansına ev sahipliği yaptık. Konferansta tarım sektörünün güçlendirilmesi, kırsal kalkınmanın teşviki, gıda israfının önlenmesi, su kaynaklarının etkin yönetimi ve İslam İşbirliği Teşkilatı Stratejik Tarımsal Ürünler Eylem Planı ile gıda güvenliği rezervi gibi önemli konuları ele aldık.
GÜNDEMİMİZ TERCİHLİ TİCARET PROJESİ
– Sahip olduğumuz işbirliği platformlarını bu doğrultuda en iyi şekilde değerlendirmeli, müşterek politika ve programlar geliştirmeliyiz. İSEDAK’ın gündemindeki en önemli ticaret projesi ‘tercihli ticaret’ sistemidir. Haziran ayındaki Ticaret Müzakereleri Komitesi Toplantısında sistemin uygulama tarihi olarak 1 Temmuz 2022 tarihi belirlendi.
– Henüz sisteme taraf olmayan devletlerin de sürece katılımı ile teşkilat içi ticareti çok daha yüksek seviyelere taşıyacağımıza inanıyorum. Hedefimiz karşılıklı ticaretimizin toplam ticaret içindeki payını yüzde 25’lere çıkarmak olmalıdır. Uluslararası ticaret ve yatırım uyuşmazlıklarının çözümü için önerdiğimiz tahkim merkezinin de faaliyete geçmesini memnuniyet ile karşılıyorum. Güçlü bir sahiplenme ile tahkim merkezinin kısa sürede tercih edilen bir kuruma dönüşeceğine inanıyorum.
İSLAMİ FİNANSMANIN ROLÜ KONUSU ELE ALINACAK
– Somut bir yatırım aracı olarak Ziraat Portföy tarafından ’50 İslami Endeksi’ hisse senedi fonu oluşturulması bunun örneklerindendir. Bu senenin ‘Bakanlar Görüş Alışverişi Oturumu’nda mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin corona virüse karşı desteklenmesinde ‘İslami finansın rolü’ konusu ele alınacak. Çalışma grupları kapsamında teknik konularda düzenlenen toplantılarda ise uzmanlarımızın bilgi paylaşımı, tecrübe aktarımı ve bilgiye dayalı politika geliştirilmesi faaliyetlerini sürdürmelerini çok önemsiyorum.
– Çalışma grupları tarafından geliştirilen somut politika tavsiyelerinin uygulanması da son derece önemlidir. İSEDAK Kudüs Programı ve İSEDAK Covid Müdahale Programı ile üyelerimiz ile İslam İşbirliği Teşkilatı kuruluşlarına mali anlamda sunduğumuz desteklerimizi daha da arttırdık. Başlattığımız yeni programlar ile özellikle İSEDAK kapsamında bu yıl 20 üye ülkenin 42 projesinin desteklenmesi kararlaştırıldı. İslam coğrafyasında gençlerimizin iyi yönetim alanında yetiştirilmesi ve onlara gerekli kabiliyetlerin kazandırılmasına ehemmiyet veriyorum.
AFGANİSTAN’IN YANINDA OLMAK GÖREVİMİZDİR
– İslam İş Birliği Teşkilatı üyeleri olarak bir taraftan ekonomik işbirliğimizi güçlendirirken, diğer taraftan da kardeş ülkelere gereken siyasi, insani, mali ve hukuki desteği vermemiz gerekiyor. Afganistan’da kalıcı barış ve istikrarın tesisi ortak temennimizdir. 40 yıldır çatışmayla, terörle, işgalle boğuşan Afganistan’ın yanında olmak Afgan halkına karşı kardeşlik görevimizdir. Kış şartlarıyla ciddi bir krizle karşı karşıya olan Afganistan’a yönelik insani yardımların sürdürülmesi bu dönemde önceliğimiz olmalıdır.
FİLİSTİN DAVASINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ
– İslam ülkeleri olarak bizlerin bu çabalarda ön safta yer alması gerektiğini düşünüyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kuruluş gayesi olan Filistin davamızı sonuna kadar savunmakta kararlı olduğumuzu tekrar vurgulamak istiyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak Filistin davasını zaafa uğratacak her türlü hareketten kaçınmalıyız.
– İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim, yıkım, zorla yerinden etme, müsadere, tahliye politikalarına ‘dur’ demeliyiz. Filistin’in başkenti Kudüs-ü Şerif’in statüsünün ve kutsiyetinin korunması için var gücümüzle çalışmalıyız. Asıl olan iki devletli çözüm ve yerleşik uluslararası parametreler temelinde kalıcı barış ve istikrarın tesisidir.
MÜSLÜMANLAR YABANCI DÜŞMANI EYLEMLERE MARUZ KALIYOR
– Müslümanlar birçok ülkede bilhassa Avrupa’da ırkçı, ayrımcı, İslam ve yabancı düşmanı eylemlere maruz kalıyor. Müslüman toplumunun temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan sözüm ona tedbirler kaygı vericidir. Türkiye bu sorunlarla mücadelede uluslararası platformların daha etkin kullanılması, uluslararası mekanizmaların güçlendirilmesi ve müşterek somut adımlar atılması için her türlü çabayı göstermektedir.
İNSANİ KRİZ DERİNLEŞEREK SÜRÜYOR
– Teşkilat olarak bu alanda da birlik içinde hareket etmeli ve işbirliğimizi arttırmalıyız. Rohingya Müslümanlarının karşı karşıya bulunduğu insanı kriz derinleşerek halen sürüyor. Rohingyaların Myanmar’a güvenli, gönüllü, onurlu şekilde geri dönüşleri gerçekleşmeden Arakan’da çözüm ve barışa ulaşılması mümkün değildir. Mevcut siyasi krizin çözüme giden süreci sekteye uğratmamasını ümit ediyoruz.
TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELEMİZ SÜRECEK
– Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacak, ülkeye güvenli şekilde geri dönüşleri sağlayacak kalıcı çözümün bulunması zaruridir. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve milli güvenliğimize tehdit teşkil eden DEAŞ ve PKK/YPG gibi terör örgütleriyle mücadelemiz kararlılıkla sürecektir. Libya’da meşrutiyetin yanında durarak verdiğimiz destek sayesinde sahada denge sağlanmış, siyasi sürecin ilerletilmesi mümkün olmuş ve tüm ülkeyi temsil eden milli birlik hükumeti kurulmuştur. Libyalı kardeşlerimizin kalıcı istikrar, barış ve refahın tesisi yönündeki çabalarına güçlü desteğimizi devam ettiriyoruz.
MÜSLÜMAN AZINLIKLARIN DURUMUNU TAKİP EDİYORUZ
– Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıkların durumunu da hassasiyetle takip ediyoruz. Teşkilatımızın da kuruluş amaçları doğrultusunda bu konuda hassasiyet göstermesi yönündeki beklentimizin bu vesile ile altını tekrar çiziyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken 37’nci İSEDAK Toplantısında yapacağımız istişarenin ve alacağımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum.