Garip davranıyordu, devasa parkın karanlığında kayboldu… ‘İki günde bir ölüm oluyor’

Virginia polisi günü sakin bir şekilde sonlandırmaya hazırlanırken, telefondaki annenin feryatlarıyla karşı karşıya kaldı.

Saat 22.45’i gösterirken telefonun karşısındaki Chandra Maxwell paniğini dizginleyemiyordu.

“Oğlum az önce Skyline Drive’da arabasını çarptı” diye bağırıyordu. “Lütfen! Arabadan kaçtı ve şimdi ormanda. Onu bulmam için bana yardım etmelisiniz.”

Polis memuru, onu Shenandoah Ulusal Parkı’nın genel merkezine yönlendirdi. O sırada Chandra 18 yaşındaki oğlu Ty’ın kaçtığı karanlığa doğru baktı. Virginia’nın vahşi doğasında kaybolmuştu. Ty’ın babası John Sauer de bir yandan cep telefonunun fenerini ormanın karanlığına tutarak oğlunu arıyordu.

22 Nisan 2021 Perşembe günüydü ve çift oğullarını evlerinin yaklaşık 480 kilometre ötesindeki, daha önce hiçbirinin gitmediği Shenandoah’taki parka kadar kovaladı. Ty, her yıl milli parklarda kaybolan yüzlerce kişiden biri olmuştu.

Bahar mevsimi gelmiş, kırmızı meşe tomurcukları patlamak üzereydi, ancak gece sıcaklığı hala donma noktasının dört derece altındaydı. John ellerini ceplerine soktu ve düşündü.

Oğlu orada ne kadar süre hayatta kalabilirdi?

Ty, birkaç gündür tuhaf davranıyordu. Hafta başında annesine, çalıştığı yere neden uzaylıları gönderdiğini sorduğu bir mesaj atmıştı. Daha sonra teyzesine 2016 yılında vefat eden büyükbabasıyla görüştüğünü söyledi. Chandra, oğlunun uyuşturucu kullanmış olabileceğinden korkuyordu. Ancak olay günü John, Ty’ı oturma odasında tepkisiz bir şekilde çizgi film izlerken buldu. Derhal ambulans çağırdı ve sağlık görevlileri geldiğinde, Ty bir nöbet geçirdi. Hastanede yapılan testler temiz çıktı ama ailesi acil servis personeline Ty’ın halüsinasyon gördüğünü söyledi. Çünkü hareketleri çok garipti ve taburcu edilmesini istemiyorlardı.

ÜÇ EYALET GEÇTİLER AMA YAKALAYAMADILAR

Chandra acil serviste söylenilenlerden tatmin olmayarak Ty’ı doktora götürmeye karar verdi. Randevu alana kadar onu güvende tutmak istediği için arabanın anahtarlarını sakladı. Ancak annesi duştayken Ty, arabanın anahtarlarını çaldı.

Pijamalarıyla kendini sokağa atmış, ayakları hâlâ sarı hastane patikleriyle sarılıydı. Ailesi nereye gittiğini sormak için aradığında, Ty onlara yakındaki bir markete gittiğini söyledi. Aradan bir saat geçmesine rağmen hala eve dönmemişti. Chandra ve John, tam da bu zamanlar için oğullarının cep telefonuna, konumunu gerçek zamanlı olarak görmelerini sağlayan bir uygulama yüklemişti. Ty, Philadelphia’daydı. Üç eyalet geçtikten sonra neredeyse onu yakalayacaklardı ki Ty, kaçmayı başardı. Chandra, Shenandoah tabelasını görünce oğlunun parka gitmiş olabileceğini düşündü. Çünkü açık havada olmayı çok severdi ve bir zamanlar bunu ‘kafasını boşaltma yöntemi’ olarak tanımlamıştı.

NEREDEYSE BABASINI EZECEKTİ

Nihayet Ty’ı manzaralı bir yerde kilitli arabada müzik dinlerken gördüler. Chandra arabadan atladı ve kapıyı açmaya çalıştı. “Ty, benim, annem,” diye bağırdı. “İçeri girmeme izin ver.” 54 yaşındaki John, yumruklarını aracın arka camlarına vurarak kırmaya çalıştı. Ty sadece boş boş onlara bakıyordu. Kendine geldiğinde aracı geri vitese taktı, neredeyse babasını ezecekti. Hızla kaçmaya çalışırken alçak bir tuğla duvara çarptı, hava yastıkları patladı. Anne ve babası hızla kaza yerine geldiler. Arabanın ön tamponu bükülmüş ve ezilmiş, korna durmadan ötüyordu. Ty arabadan fırladı ve ormana doğru koştu ve birkaç saniye sonra karanlık onu yuttu.

John, oğlunun adını ormanda haykırmaya başladı. Chandra ise bir yandan yardım için polisi arıyordu. Memur, bir görevli göndereceğini söyledikten sonra bunun biraz zaman alacağını da ekledi.

HER İKİ GÜNDE BİR KİŞİ ÖLÜYOR

Melissa Moses, telsizinden gelen acil durum mesajını aldığında Luray’daki park merkezindeydi. Uyarıyı dinledi: Bir genç, Skyline Drive’da arabasını çarpmıştı. Parka en yakın görevliydi bu yüzden derhal olay yerine gitti.

42 yaşındaki Moses, 2016’da Shenandoah’a gelmeden önce, 15 yıl boyunca Ulusal Park Servisi için, ülkenin en küçük milli parkı olan Gateway Arch’da görev yapıyordu. İnsanların kaybolduğunu sık sık görüyor ve ölümlerin nadir olmadığını biliyordu. Kimi sıcaktan kalp krizi geçiriyor, kimi nehirlerde boğuluyor, kimi de bir çıkıntıya düşüyor ve bulunamıyordu. 2007’den 2020’ye kadar, 85 milyon dönümden fazla bir alanı kapsayan park arazisinde 3 bin 20 kişi öldü. Bu da iki günde bir ölüme denk geliyor.

Moses’in bildiği en önemli şey zamandı. Birini ne kadar erken bulursanız, hayatta olma olasılığı o kadar yüksek olur. Chandra ve John’a Ty’ı sordu, onun fotoğrafı görmek istedi ve hakkında biraz bilgi sahibi oldu.

ARAZİ SARP VE ACIMASIZDI, HİÇBİR İZ YOKTU

Ty, dışarıda olmayı severdi. Çocukluğunu, yüzdüğü, yürüyüş yaptığı ve okyanus kıyısında bisiklet sürdüğü küçük bir sahil kasabasında geçirmişti. Liseye girerken kaygı ve olumsuz beden imajıyla mücadele etti. Küçük yaşlarda spora da başladı ama en çok teselliyi doğada buldu.

Ailesi gerekli tüm bilgiyi verdikten sonra oğullarından gelecek güzel haberi beklemeye başladı. Ty’ın cep telefonu konumu en son 800 metreden daha uzaktaki bir patikanın yakınında sinyal vermişti. Sinyale yakın noktaları karış karış aradılar. Moses, yakınlarda olması gerektiğini biliyordu. Ne kadar uzağa yürüyebilirdi? O gece onu bulmaları muhtemel görünüyordu. Ama nerede? O gece Ty’a ait hiçbir iz bulamadılar.

ARAMA ÇALIŞMALARINA YABANCILAR BİLE KATILDI

Ertesi sabah, Virginia polisi daha büyük bir ekiple aramaya geldi. Parkın bu kısmındaki arazi sarp ve acımasızdı, zemin ağaç kökleriyle düğümlenmiş ve kayalarla doluydu. Virginia Acil Durum Yönetimi Departmanı 65 kişilik özel bir komuta ekibi kurmuştu. 66 bin dolara mal olacak bir kurtarma görevinin parçası oldular. Ty’ın kaybolduğu haberi kasabayı sarsmıştı. Park tarafından dağıtılan kayıp kişi broşürünü gören yabancılar bile onlara katıldı.

Ty’ın bilinen son yerini doğrulamak için 25 kilometre uzaklıktaki bir cep telefonu kulesinden gelen veriler kullanıldı. Kurtarma köpeğine Ty’ın eşyaları koklatıldı ancak hala bir iz yoktu.

Moses, “Kişinin kaybolduğunda niyetinin ne olduğunu bilmiyorsak, bu işi zorlaştırabilir” dedi. “Kaybolan ve bulunmak isteyen birinin davranışı, kaybolan ve bulunmak istemeyen birinden farklıdır.”

DAVRANIŞLARININ SİVİLCE İLACINDAN KAYNAKLANDIĞI DÜŞÜNÜLÜYORDU

Chandra, Ty’ın tuhaf davranışının sivilcesi için aldığı ilaca bağlı olabileceğinden şüpheleniyordu. Gencin dermatoloğu, zihinsel sağlık sorunlarına sebep olan ilacın dozunu yakın zamanda arttırmıştı. Chandra, kurtarma ekibini uyardı. Ty oldukça formdaydı, hafta sonları yürüyüş yapmayı severdi ve günde yaklaşık 40 kilometre bisiklet sürerdi. Kurtarma ekiplerinin beklediğinin çok ötesinde olabileceğini biliyordu. Daha uzağa bakmak gerekiyordu.

Ty kaybolduktan yaklaşık 36 saat sonra eşyaları, arabasını çarptığı yerin yaklaşık üç kilometre kuzeyinde, ormanda neredeyse düz bir çizgide dağılmış halde bulundu. Önce hırkası, ardından da spor ayakkabısının sol teki ve sonunda da pijaması bulundu. Daha ileride de spor ayakkabısının sağ teki vardı. Sonunda da cep telefonu bulundu. Bir polis memuru açmaya çalıştı ama ekran çatladı ve şarjı bitti. Yine de telefonun bir uyarı göndermesi için yeterli güç vardı. Yetkililer Chandra’ya bu bulguların iyi haber olduğunu ve kurtarma ekiplerinin onu birkaç saat içinde bulacağını söyledi. Ama pek de tahmin edildiği gibi olmadı. Gece tekrar çökerken ve sıcaklıklar düştüğünde, oğlundan hala bir iz yoktu.

OĞULLARININ CANLI BULUNUP BULUNMAYACAĞINDAN EMİN DEĞİLLER

Pazartesi sabahı, arama dördüncü gününe giriyordu. Ekipler kilometrelerce yol kat etmişti. Kötü hava, bölge üzerinde bir helikopter uçuşunu zorlaştırdı. John ise Ty’ın herkesin beklediğinden daha uzağa yürümüş olması ihtimaline karşı arama alanının kenarlarını taramaya devam etti. Chandra’ya, oğullarının canlı bulunup bulunmayacağından emin olmadığını söyledi. 

Kaybolan insanların nasıl bulunacağına dair kitap yazan Robert Koester, “Kayıp deneklerimizin rasyonel kararlar vermesini beklemiyorum. Tam olarak nerede olduğunu asla bilemeyeceksin, ama bir sürü farklı olası yer bulacaksın. Toprak, insanları genellikle en az dirençli olan yola iter” diye açıkladı. Koester, Ty’ın eşyalarının bulunduğu yere dayanarak, gencin nerede olabileceğine dair olasılık halkaları oluşturmak için ekibin dağlık araziyi analiz etmesine yardımcı oldu.

ADINI SESLENDİKLERİNDE CEVAP VERMEDİ

Koester’a göre, bu muhtemelen bir patika, bir sırt veya bir oluk boyunca bulunacaktı. 26 Nisan günü öğleden sonra saat 14.53’te, arama ekiplerinden biri onu Catlett Dağı ve Hazel Dağı patikalarının yakınında, bir patikadan yaklaşık 200 metre uzakta, uzun bir çalı perdesi arasında gizlenmiş olarak buldu.

Devrilmiş bir ağaca yaslanmıştı, ısınmak için kollarını iç çamaşırının içine sokuyordu. Adını seslendiklerinde cevap vermedi.

HER SABAH OĞLUNUN VİDEOLARINI İZLİYOR

Chandra, oğlunun hipotermiden öldüğünü biliyor. İlk başta, adli tabip ona ne zaman olduğunu söyleyememişti. Ancak daha sonra Chandra’ya, kaybolduğu ilk gece muhtemelen öldüğü bildirildi. 

Aile, Ty’ın kullandığı ilacı üreten şirkete dava açmayı düşündü. Ancak ilaçla ölümüne yol açan davranış arasında bir bağlantı olduğunu kanıtlamak neredeyse imkânsızdı. İki avukat da onlara ayrı ayrı anlatmıştı. Chandra ve John, nöbetten hemen sonra Ty’ı taburcu ettiği için hastaneye dava açmayı düşündüler. Ancak avukatlar bunun da güçlü bir dava olduğunu düşünmediler.

Chandra her sabah Ty’ın eski videolarını yeniden izliyor. Hala odasında Ty’ın kaybolduğunda üzerinde olan eşyaları var. Tabii yırtık, kan ve toprakla lekelenmiş biçimde…

The Washington Post’ta yayımlanan ‘He was acting strangely. Then he vanished into the Virginia wilderness’ adlı yazıdan derlenmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir