Amerika’da 2018 yılında 250 bin kişinin katılımıyla yapılan araştırmada, hava sıcaklığındaki her 7 birimlik düşüşün kalp krizi riskini yüzde 3 artırdığı görülmüştür. Yani havaların ani olarak soğuduğu mevsim geçişlerinde kalp krizi riski ciddi olarak artıyor. Bunun en büyük nedeni kalp damarlarının büzüşmesidir. Soğuk hava kalp damarlarının genişleyebilme kapasitesini bozuyor. Normal 3 milimetrelik bir damar 4,4 buçuk milimetreye kadar genişleyebilir. Diğer bir neden ise vücuttaki su ve tuz tutulumunun artmasıdır. Soğuk havada vücut tuz ve suyu tutarak ısıyı artırmaya çalışıyor. Böyle olunca ödem oluşumuna ve damarlardaki yükün artmasından kaynaklı kalp krizi riski oluşabilir. Kalp krizine zemin hazırlayan hastalıklar genellikle mevsim geçişlerinde görülmektedir. Örneğin, grip, zatürre gibi hastalıklar bu mevsimde daha sık görülüyor ve kalp krizi riskini artırıyor. Kişinin kriz riski yüzde 1 ise enfeksiyon geçirdikten sonra 3 katına çıkıyor. Kişilerde kalp, damar rahatsızlığı varsa bir de enfeksiyon geçirirse kalp krizi ortaya çıkabiliyor. Havaların ani ve şiddetli soğuması kalp krizi riskini artırıyor. O nedenle özellikle kasım ayına hastaların dikkat edilmesi önerilmektedir. Bir gün hava sıcak, ertesi gün soğuk olur. Kalın giyinmez, göğüs ve boğaz bölgenizi korumazsanız aniden gelen enfeksiyon kalp krizi riskini artırır. Mevsim geçişlerinde iyi giyinmek gerekiyor. Araba kullanırken klima açmayın, pencereyi açıyorsak göğüs bölgenizi soğuk havadan mutlaka koruyun. Özellikle toplu taşıma ve kalabalığın olduğu yerlerde maske takmaya özen gösterin. Damarlardan en az bir tanesinin yüzde 100 tıkanması sonucu kalp kaslarının beslenememesiyle kalp krizinin meydana gelmektedir. Damar tamamına yakın tıkanmışsa spazm gerçekleşir. Kalp krizinde her dakika çok önemlidir, ilk 2 saat içerisinde tıkalı damarı açamazsak kalp kasının eskiye dönme ihtimali düşük oluyor. Bu nedenle göğüs ağrısı başladığı anda özellikle ilk yarım saat içerisinde hastaneye gidilmelidir. Kalp krizinde göğüste baskı, yanma, sıkışma olur. Genelde çeneye ve sol kola vurur. Baskı bazen karına ve sırta da vurur. Genellikle bu ağrı 5 dakikadan uzun sürer. Hastaneye gelen hastaya mutlaka EKG çekilerek teşhis konulmalıdır. Eğer kişi hastaneye gitmezse, geç kalırsa ani ritim bozukluğu oluşabilir ve kalbi durur. Beyindeki oksijen seviyesi düşer ve beyin hasarı oluşur. Ayrıca kalp krizi geçiren kişiye hızlı müdahale edilmezse, iyi bir tedavi uygulanmazsa sonradan kalp yetersizliği gelişir. Hasta hayatı boyunca ilaç kullanmak zorunda kalır. Kalp yetersizliği en kötü kanserden bile daha tehlikeli, her yıl ölüm riski yüzde 50’dir. Kişinin babasında, dedesinde kalp krizi öyküsü varsa, bu kişi risk grubunda değerlendirilir. Kolesterol, kan şekerinin yüksekliği ve hipertansiyon risk faktörleri arasındadır. Ama hipertansiyonu ve kan şekerinin yüksekliği ilaçlarla kontrol altına alınırsa risk azaltmış olur. 60 yaşından sonra kalp, damar hastalıkları artıyor. 60 yaşından önce kişi sigara tüketmiyorsa, ailesinde böyle bir öykü yoksa kolay kolay kalp krizi geçirdiğini görmeyiz. 35 yaşındaki biri hasta, anne ve babasında bu rahatsızlık yoksa genellikle sigara veya madde kullanımına bağlı olarak kalp krizi geçirir. Obezite de tek başına kalp krizi için risk faktörüdür.