Almatı’dan sabah saatlerinde 3’ü bebek toplam 167 yolcusuyla hareket eden Türk Hava Yolları’nın TK-6093 sefer sayılı uçağı 16.20 sıralarında İstanbul Havalimanı’na indi. THY ve bazı özel hava kargo şirketi personeliyle ülkede bulunan iş insanlarının yer aldığı 167 yolcu, terminale alındı.
İstanbul Havalimanı’nda bulunan Türk Havayolları Ekip Terminali’nde basın toplantısı düzenlendi. Basın Toplantısına THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, THY Uçuş İşletmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Baran Gülbaran ve TAV Havalimanları Holding Başkanı Sani Şener katıldı.
“KAZAKİSTAN’A İLK GİDEN SİVİL HAVAYOLU UÇAĞI BİZİM UÇAĞIMIZ OLDU”
Toplantıda konuşan, THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, “Hükümetimize, başta Sayın Cumhurbaşkanım, Dışişleri Bakanım, Ulaştırma Bakanım ve istihbarat teşkilatımız, Şener Bey ve ekibi olmak üzere bugüne kadar tüm emeği geçenlere Türk Hava Yolları ailesine destek verenlere teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Kazakistan’a ilk giden sivil havayolu uçağı bizim uçağımız oldu. Rus ordusu vatandaşlarını askeri uçaklarla tahliyeye başladı. Ancak biz Türk sivil havacılığının önemli şirketlerinin de personelini tahliye etmiş bulunuyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimizin ekiplerini de tahliye etmiş bulunuyoruz. 167 yolcu ile kalkıp, 777 uçağımızla döndük. 167 yolcumuzun içerisinde 65 personelimiz var. 102 sivil yolcumuz var” dedi.
Uçakta bulunan İrem Poyraz’ın annesi Reyhan Poyraz, “Kızım kaptan. Geçen hafta pazar gününden bu yana kızım Kazakistan’da. Bu olaylar patlak verince kızım orada mahsur kaldı. Ben de bir anne olarak ciddi kaygılandım” ifadelerini kullandı.
Pilot Bahadır Aslan ise “Kazakistan’a gittiğimiz için böyle bir şey olmasını beklemiyorduk. Yaşanan olaylar çok farklı bir hale geldi. Bizim için iletişimin kesilmesi en büyük problemdi. Ancak çok şükür ailemize haber verebildik. Çok şükür bugün buradayız” diye konuştu.
“ÇATIŞMALARIN BAŞLAMASIYLA ŞEHİR DIŞINA KAÇTIK”
Olaylar nedeniyle endişeli günler geçiren Türk vatandaşları, şahit oldukları çatışmalardan Türkiye’ye dönüş uçuşuna kadar yaşadıkları korku dolu anları anlattı.
Ticaret için yılbaşından bir gün önce Kazakistan’a giden İsa Özyaman, olayların sıçradığı Almatı’da silah sesleri ve patlama sesleri üzerine güvenlik nedeniyle şehir dışına kaçtığını söyledi. Özyaman, şöyle konuştu:
* Normalde dönüş günüm 8’i (ocak) olacaktı. Olaylar yılbaşından bir gün sonra başladı. 2’sinden sonra artık sığınak mı diyeyim bilemiyorum şehir dışına kaçtık. 8 gün boyunca orada kaldık.
* Olayların başladığı gece çatışma seslerini duyduk. Yanan yerleri, alevleri görebildik. Şehir merkezine ancak bugün inebildik. Biraz toparlanmış gibiydi. Ancak alışveriş merkezleri talan edilmiş. Hiç iç açıcı değil. Endişe oldu.
* Yabancılarla alakalı büyük problem vardı. ‘Bu olayların içinde olanları yüzde 60’ı yabancı’ diyorlar ve biz de ister istemez sokağa çıkarken zor yani. Sonuçta yabancı ülkedesin.
Almatı Havalimanı’nın Rus askerlerin kontrolüne geçtiğini aktaran Özyaman, “Havalimanı henüz hazır değil. Normal bir işletme yok. Orada Türkiye’ye gelmeyi bekleyenler var. Ben çok şükür memleketimdeyim, sevenlerimin yanındayım” şeklinde konuştu.
“OLAYLAR BİR ANDA BÜYÜDÜ”
Almatı Üniversitesi’nde tıp okuyan Pembe Öztürk, göstericilerin kaldıkları öğrenci yurdunu bastıklarını ve kendilerine korku yaşattıklarını belirtti. Silah seslerinin arasında hiçbir can güvenliği olmadan ortada kaldıklarını belirten Öztürk, şunları aktardı:
* Göstericiler kaldığımız yurdu bastı. Bir el ateş ettiler. O esnada hiçir can güvenliğimiz yoktu. Yani o sırada neredeyse kalp krizi geçiriyordum. Ne yapacağımızı şaşırdık. Öğrenci olarak kimsemiz yok. Her yerde bombalar patlıyor. Sadece bomba seslerini duyarak oturuyorduk.
* Bu olaylar çok kötü psikolojik etki bırakacak bizlerde. Olaylar ilk başta Almatı’dan önce başka şehirlerde başladı ancak Almatı’da da bir anda büyüdü. Ailelerimize ulaşamadık ancak Türk konsolosluğumuza çok teşekkür ederiz. Bizimle çok ilgilendiler. Erzak yardımında bulundular. Ailelerimize ulaşmamızda yardımcı oldular. Devletimiz de uçak gönderdiği için çok teşekkür ediyoruz.
“CAN GÜVENLİĞİMİZ YOKTU”
Almatı’da Al-Farabi Üniversitesi’nde hukuk okuyan bir Türk öğrenci ise, “Bulunduğumuz alanda göstericiler kaldığımız yurdu bastılar. Öğrenci olarak bayağı mağduriyet yaşadık. Hiçbir can güvenliğimiz yoktu. İnternet ve iletişim de yoktu. Başta bizi koruyacak kimse yoktu. Sonra Rus askerleri filan geldi” dedi.
Turistik gezi için Almatı’ya giden Hanefi Yıldız da vahim olaylara şahitlik ettiklerini belirterek, “Biz olayları pek göremedik. Ancak polisin çekilmesiyle göstericilerin bankaları, marketleri, her yeri talan ettiğini duyuyorduk” ifadelerini kullandı. DHA