CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısının ardından konuşuyor. Öztrak’ın satırbaşları şöyle:
* Merkez Yönetim Kurulu toplantımız bitti. Toplantımızın gündeminde; Hükümetin milli paramızı pul eden yanlış politikaları Ve “Çakma ekonomistin,” Milletimizin cüzdanını da, Tenceresini de boşaltan hataları vardı. Hızla artan hayat pahalılığı, Emeklimizin, işçimizin, memurumuzun, Küçük esnafımızın içine sürüklendiği durum, Kurulumuzun en önemli gündem maddesiydi.
* Erdoğan Şahsım Yönetimi, Ekonomide büyüklük ve yapışkan bir krize neden oldu. Erdoğan Şahsım Rejiminin Devlette sebep olduğu yönetim krizi ise, Diğer tüm krizleri besleyip, büyütüyor. Türkiye’miz yönetilmiyor. Her alanda savruluyor.
* Ama görünen o ki, Ülkeyi yönetenler sebep oldukları bu büyük buhranın, Farkında bile değiller. 1 Dolar, 10 lirayı geçmiş, Sarayda oturan kibir abidesi, “Ekonominin kitabını yazmaktan” bahsediyor. Sanki milletin perişan haliyle alay ediyor.
“CHP YARIN SEÇİM VARMIŞ GİBİ ÇALIŞIYOR”
* Toplantımızda hem ekonomik krizi, Hem de devlet yönetimindeki krizi aşmak için, Neler yapılacağını da ele aldık. CHP yarın seçim varmış gibi çalışıyor. Sayın Genel Başkanımız, Parti yöneticilerimiz her gün sahada, Milletvekillerimiz yurdun dört bir yanında, Örgütlerimiz milletimizin arasında, dertleri dinliyor, Milletin sıkıntılarını paylaşıyor. Belediyelerimiz hemşerilerinin dertlerine, Karakışta derman olmak için, Destek programları uyguluyor.
* Çok yaklaşan sandığa ulaşana, Sandık açılıp son oy sayılana, Seçim sonuçları millete ilan edilene kadar, Hiç durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Sonrasında da bu ucube şahsım rejiminin ekonomide, Devlet yönetiminde, Demokraside milletimize ödettiği bedellerin telafisi için, Büyük bir mücadeleye başlayacağız.
* Bugün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 38. yıl dönümü. KKTC’nin 38. yaşını kutluyoruz. Başta Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş olmak üzere, Kıbrıs davasına ömrünü adayan büyük kahramanları, “Kıbrıs Fatihi” Karaoğlan Bülent Ecevit’i, Ve dönemin Başbakan Yardımcısı Sayın Erbakan’ı, Rahmetle, saygıyla, minnetle anıyoruz.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla, KKTC’nin ve Kıbrıslı Türklerin kazanılmış haklarını koruma, Ve iki toplumun siyasal eşitliğini sağlama hedeflerinin takipçisiyiz.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gücünü artıracak Ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının Adil bölüşümünü sağlayacak politikaların uygulayıcısı olacağız.
“HADDİNİ BİLSE ‘EKONOMİNİN KİTABINI YAZDIK’ DEMEZDİ”
* İnsan önce kendini bilmezse, Ne kadar okursa okusun, boş. Erdoğan kitap okumakla arasının hoş olmadığını kendi söyledi. Ama bu eksiklik, Erdoğan’ın en azından “kendini bilmesine” de mani değil. Ne de olsa kişinin kendini bilmesi en temel erdemdir.
* Ne demiş atalarımız, “İslam’ın şartı beş ise, Altıncısı da haddini bilmektir.” Erdoğan bunu bilse, “Biz ekonominin kitabını yazdık” demezdi. Diyemezdi. Yazdığını iddia ettiği o kitabın sayfalarında, Milletimizin çektiği acıların, Yaşadığı dramların farkına varırdı. Utanır, “bu kitabı ben yazdım” diye böbürlenmezdi.
“ERDOĞANIN KİTABINDA NE VAR?
* Erdoğan’ın yazdım diyerek böbürlendiği kitapta; Adana’da 8 aydır kirasını ödeyemediği evde, İki çocuğunu ısıtmak için saç kurutma makinesini açıp, Yan odada yaşamına son veren, 26 yaşındaki ev kadını Emine Akçay var.
* Kocaeli’nde oğluna istediği okul pantolonunu alamadığı için, Bunalıma girip, yaşamına son veren, İşçi İsmail Devrim var. İzmir Torbalı’da tarım kredi borçlarını ödeyemediği için, Cinnet getirip yaşamına son veren, Geride üç evladını yetim bırakan, Çiftçi Basri Yıldırım var.
* Osmaniye’de pandemide işsiz kalan, Geçim sıkıntısı nedeniyle düştüğü bunalımdan çıkamayıp, Yaşamına kıyan, Gencecik müzisyen Yusuf Karayiğit var. Ve Yusuf gibi, Salgında doğru dürüst destek almadığı için, Çaresizlikten yaşamına kıyan, 101 müzisyenimiz var.
* Malatya’da atanamadığı için inşaatlarda çalışan, Elektriğe kapılarak hayata veda eden, Ölmeden önce de, Erdoğan ve şürekâsına hakkını helal etmeyen, 23 yaşındaki beden öğretmeni Fedai Altun var.
* Erdoğan’ın yazdığı bu kitapta, Çöp konteynırlarından, Pazar atıklarından rızkını çıkarmaya çalışan, On binlerce insanımızın dramı var.
* Bunlar, Erdoğan’ın yazdım dediği kitaptan, İnsan manzaralarının sadece bir kısmı. Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide; 17 milyon 921 bin yoksul var. Sofrasına iki günde bir, Bir et, balık veya tavuk yemeğini koyamayan; 30 milyon 538 bin yurttaşımız var.
* Borç taksitlerinden bunalan, 42 milyon yurttaşımız var. Yılda bir hafta tatil yapacak parası olmayan, 48 milyon 550 bin yurttaşımız var. Erdoğan’ın yazdığı kitapta; Yüzde 20’ye dayanan Tüketici Enflasyonu var. Yüzde 46’yı aşan Üretici Enflasyonu var.
* Bir yılda; Karnabahara yüzde 124, Patatese yüzde 70, Tavuk etine yüzde 68, Domatese yüzde 62 zam var. Erdoğan’ın yazdığı kitapta, Mutfaklardan gelen boş tencere sesleri var. Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide; Türkiye’yi nasıl Dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip ülkeler liginde, 12’nciliğe çıkardığı var.
* Erdoğan’ın yazdığı kitapta, “2023’de Türkiye’yi Dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri yapacağız” deyip, Yola çıktıktan 10 yıl sonra, 2023’e iki yıl kala, Türkiye’yi en güçlü 20 ekonomi liginden düşürmek var.
* Erdoğan’ın kitabında, Seçim beyannamelerine, Devletin Kalkınma Planlarına yazdığı, Mili gelir, Fert başına gelir, İhracat hedeflerinin yarısına bile ulaşamamak var. İşsizlik hedefinin ikiye katlanması var.
* Erdoğan’ın yazdığı kitapta, Millete verilen sözlerin altında ezilmek var. Erdoğan’ın yazdığı kitapta, “Alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayacağım” dedikten 7 yıl sonra, Milli gelirimizi 241 milyar dolar, Fert başına geliri 3 bin 983 dolar eritmek var.
* Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide; Cumhuriyet tarihimizde ilk defa, Fert başına gelirin 7 yıl üst üste gerilemesi var. Ekonomide böyle bir beceriksizliğin kitabı yazılmadı. Bu da Erdoğan’a nasip oldu.
* Erdoğan geçtiğimiz hafta sonu, Sarı memur sendikasına düzenlettirdiği müsamerede, “Bugüne kadar sabit ücretli kardeşlerimizi, Enflasyona ezdirmedik” dedi. Ama Erdoğan’ı bu sefer de Erdoğan’a bağlı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın kitabı yalanladı.
* Kitabın ismi; “2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı” Sayfa 254. Memurun ücretleri 2017’de, 2018’de, 2020’de ve 2021’de, Yani bu yıl, enflasyonun altında kalmış. Kamu işçisinin ücretleri de, 2018’de, 2020’de, Ve 2021’de enflasyonun altında kalmış.
* Erdoğan’ın yazdığı kitapta, Enflasyona ezdirilen memur ve işçilerimiz var. Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide, Asgari ücretin nasıl sefalet ücreti haline getirildiği var. Bugün net asgari ücret 2 bin 826 lira. Ama açlık sınırı 3 bin 93 lira, Yoksulluk sınırı ise 10 bin 76 lira. Arnavutluk’tan sonra, Tüm Avrupa’da en düşük asgari ücret Türkiye’de.
* Bir ekonomi yönetiminin başarısı çalışmak isteyenlere, Ne kadar iş sunduğuyla, İşsizliği ne kadar düşürdüğüyle ölçülür. Erdoğan’ın yazdığı kitapta, İşsiz sayısını 5 milyon 553 binden alıp, 7 milyon 870 bine çıkarma beceriksizliği var. Erdoğan’ın yazdığı kitapta, Ülkemizdeki her beş gençten birini işsiz bırakan, Ekonomi politikaları var. Her dört işsizden birinin, Üniversite mezunu olması var.
* Erdoğan’ın yazdığı kitapta; 15-29 yaş arasında, 5 milyon 700 bin gencimizin, Nasıl ev genci haline getirildiği var. Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide, Milletin evlatlarına, tek bir maaş alacağı iş vermezken, Sarayındaki beslemelerine üç, beş ayrı yerden, Üç, beş maaş bağlanması var. Bu paralara da sıkılmadan, “Huzur hakkı” denmesi var.
* Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide, Lüks arabalarda burnuna pudra şekeri çeken, AK Parti danışmanları var. Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide, Umudunu kaybettiği için ülkeden ayrılmak isteyen gençler var.
* Yapılan son araştırmaya göre; 18-30 yaş arasındaki gençlerimizin yüzde 61’i, Daha iyi yaşam için dışarıya göç etmeyi planlıyor. Yüzde 56’sı “mevcut gelirimle geçinemiyorum” diyor. Yüzde 31’i “mevcut gelirimle kıt kanaat, ancak geçiniyorum” diyor.
“GENÇLER ÜLKENİN GELECEĞİNDEN KAYGILI”
Erdoğan’ın yazdığı kitapta gençlerimiz, Ülkenin geleceğinden de, kendi geleceklerinden de kaygılı. Erdoğan’ın yazdığı kitapta, Eğitim sisteminin ideolojik vesayet altına alınarak Yapboz tahtasına döndürülmesi var. Lise çağındaki öğrencilerimiz, OECD ülkeleri içerisinde, Akranları arasında, Okuma becerisinde sondan altıncı, Matematikte sondan beşinci, Fende sondan sekizinci… Erdoğan’ın yazdığı kitapta eğitimin hali içler acısı.
Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide, Rekor kıran borçlar var. Erdoğan’ın kitabında ülkemiz de borçlu, Vatandaşımız da gırtlağa kadar borçlu. Bundan 18 yıl önce, Devletin, ailelerin, Reel şirketlerin ve finansal kuruluşların toplam borcu, Milli gelirimizin yüzde 95’i kadardı. Gelir borca yetiyordu.
Şimdi aynı borç, Milli gelirimizin yüzde 153’üne ulaştı Gelirimiz, borçlarımıza artık yetmiyor. Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide, Borcunu borçla ödeyen bir ekonomi var.
Erdoğan’ın yazdığı ekonomi kitabında, Satılan limanlar var, TEKEL var, Şeker Fabrikaları var, Termik Santraller, Hidroelektrik Santralleri var. Tarlanın taşıyla, tarlanın kuşunu vurdurdukları TELEKOM var. Satılan yüzlerce arazi, oteller ve binalar var. Satıp, savılan ve parasının nereye harcandığı bilinmeyen, 62,5 milyar dolarlık kamu varlığı var.
Erdoğan’ın kitabında; Milletin elde kalan son gümüşlerin, Varlık Fonu denen Saraya ait paralel hazinesiye devri var.
BOTAŞ’ın, Ziraat Bankası’nın, Eti Maden’in, Türkiye Petrolleri’nin bu paralel hazinede, Hesapsız kitapsız yönetimi var. Kanuna rağmen milletin meclisine hesap vermeyen, Denetim raporlarını Meclis’ten kaçıran bir yönetim anlayışı var. Erdoğan’ın kitabında yaptığı hiçbir şeyin hesabını vermek yok. Meclis denetiminden kaçan, Yaptıklarının hesabını vermekten korkan, Saydam olmayan bir anlayış var.
Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide, “Milletin cebinden tek kuruş çıkmayacak” deyip de, Milletin geçmediği köprüye, yola, tünele, Uçmadığı havaalanına, Yatmadığı hastaneye, Milyarlarca dolar ödemesi var. Erdoğan’ın kitabını yazdığı ekonomide, Arşa çıkan gübre, tohum ve ilaç fiyatları nedeniyle, Artık ne yapacağını şaşıran çiftçilerimiz var.