Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) ile İnsani Gelişme Vakfı’nın (İNGEV) katkılarıyla, ‘Göçün Ekonomi Politiği’ başlığı altında İstanbul’da Taksim Point Otel’de bir etkinlik düzenledi.
Etkinlikte, göçün Türkiye ekonomisine yansımalarını konuşmak üzere TÜRKONFED ve ILO’nun yanı sıra Suriyeli İşadamları Derneği’nden katılımcılar da yer aldı. Sosyal uyum stratejileri üzerine ise BM Nüfus Fonu’ndan konuşmacılar ve akademisyenler söz aldı.
“TÜRKİYE’DE DOĞAN SURİYELİ ÇOCUK SAYISI 600 BİN”
Bu coğrafyanın yüzyıllardır çeşitli göçler yaşadığını ancak Suriye’den gelen göçlerin daha farklı olduğuna işaret eden TÜSES Başkanı Celal Korkut Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti verilerine göre 3 milyon 650 bin, Birleşmiş Milletler Göç İdaresi’nin verilerine göre 4 milyon, özel kaynaklara göre de 6 milyon civarında Suriye’den Türkiye’ye gelen insan var. Türkiye’ye göçen Suriyelilerin Türkiye’de doğan çocuklarının sayısı 600 bin” bilgisini paylaştı.
“YAKLAŞIK 4 MİLYON İNSANIN PSİKOLOJİSİ BU ŞEKİLDE”
Devletin, ‘Geçici koruma altındaki Suriyeliler’ şeklindeki tanımlamasına dikkat çeken Yıldırım, “İnsan geçicilik duygusu ile yaşadığı zaman nasıl bir ruh hali içerisine girer? ‘Ben ne zaman buradan gideceğim? Nasıl gideceğim? Sürülecek miyim? Kendi irademle mi gideceğim? Aç mı kalacağım?’ gibi böylesi bir ruh hali içerisinde olan yaklaşık 4 milyon insan var” şeklinde konuştu.
“SİYASETÇİLERİN SEÇMENİN OYUNU ALMAYA YÖNELİK POLİTİKALARI VAR”
“Bu insanların bu geçicilik duygusundan arındırılması gerekiyor” diyen Yıldırım, “Bunu yapacak olan da karar vericiler ve uygulayıcılar. Yani siyaset yapıcılar, yasa çıkarıcılar ve bürokrasinin kendisi. Ama ne yazık ki Türkiye’de siyaset yapıcılar, yasa çıkarıcılar bu konuda devlet aklıyla düşünmüyorlar. Ağırlıklı olarak seçmene yönelik bir davranış içerisindeler. Seçmenin oyunu almaya yönelik politikaları var. Umarım bu popülist anlayıştan vazgeçilir. Siyasi kaygılar nedeniyle değil; sosyoloji, ekonomi, siyaset bilimi ve genel deneyimlerin ışığında insanca bir gelecek kurabilmelerini garanti altına alırlar.” açıklamasında bulundu.
“BU ÜLKEDE KALICILAR”
“İnsani Gelişimde Göçmen Paydası: İşgücü, İstihdam, Girişim ve Sosyal Uyum” başlıklı bir konuşma gerçekleştiren İNGEV Başkanı Vural Çakır ise Suriyelilerin Türkiye’de kalıcı bir toplum olduğunu söyledi.
Çakır, “Büyük çoğunluğuyla Türkiye’de kalacak bir toplulukla karşı karşıyayız ve onlardan söz ediyoruz. Onlardan söz ettiğimizi unutmamamız lazım. Bu ülkede kalıcılar ve biz onlarla bu ülkede beraber yaşayacağız. Bir şekilde ve bir biçimde çeşitli gerekçelerle Türkiye’nin klasik geleneksel fay hatlarından daha gergin bir fay hattı burada oluşmuş durumda. Genel olarak en yüksek toplumsal gerginlik alanlarımızdan bir tanesi. Uzun vadede değerlendirdiğimizde çok önemli bir alanla ilgilendiğimizin farkında olmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
“SURİYELİLERLE İLGİLİ BİRÇOK ŞEYİ YANLIŞ BİLİYORUZ”
Çakır, açıklamalarına şöyle devam etti:
Birçok konuda kendi içinde yaşadığımız sorunları da birisine transfer etme duygumuz da önemli olduğundan belki, birçok şeyi yanlış biliyoruz Suriyelilerle ilgili. ‘Vergi vermiyorlar, devlet Suriyelilere maaş veriyor, devlet su-elektrik-doğal gazdan para almıyor…’
“1 MİLYON 50 BİN CİVARINDA 18 YAŞ ALTINDA SURİYELİ VAR”
Türkiye’de 1 milyon 50 bin civarında, 18 yaş altında Suriyeli var. Bunların yaklaşık 700 bini ilköğretimde gözüküyor şu anda. Türkçe okuma-yazma biliyorlar, Arapça okuma yazma bilmiyorlar. Yaklaşık 2 milyon kişi de çalışma piyasasında. Kişi başına 52 dolar gibi aylık gelirleri var.
“TÜRKİYE’NİN BİR GÖÇ STRATEJİSİ YOK”
Türkiye’nin bir stratejisi yok. Uzunca bir süredir, ‘misafir’ denildi. ‘Misafirimiz, onlara bakıyoruz. Sonra Suriye’de işler düzelecek, gidecekler…’ Bunun böyle olmadığını artık herkes biliyor. Bir kere Türkiye bu konudaki net stratejisini belirlemeli.”