İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Eskişehir Göçmenler Günü programına katıldı. Anadolu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezindeki programa Çataklı’nın yanı sıra Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu ile Eskişehir’de yaşayan göçmenler katıldı.
Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Suriye’deki iç savaştan sonra gelen sığınmacılara Türkiye’nin tereddütsüz kucak açtığını ve halen Türkiye’de 3 milyon 700 bin Suriyelinin yaşadığını söyledi.
Sığınmacıların Türkiye’yi büyüğü olarak gördüğünü belirten Çataklı, şunları söyledi:
* Bugün bu coğrafyada başı sıkışan hemen yönünü Anadolu’ya çeviriyor. Bir kulağı hep bu topraklarda.
* Bu kardeşiniz, 5 yıla yakındır Göç İdaresinden, İçişleri’ne bağlandığından bu yana AFAD’dan sorumlu olarak şunu tecrübe etmiştir ki, dünyada Türkiye dışanda yaşamakta olan yüz milyonlarca, belki milyarı aşan bir nüfus Anadolu’yu başı dara düştüğünde sığınılacak bir kapı, ama aynı zamanda doğal bir yurt olarak görüyor. Bu da ister istemez ülkemize dönük göç baskısını artırıyor.
* Türkiye gölgesi sınırlarının çok ama çok ötesinde bir ülkedir. Atalarımızın bize bıraktığı mirasla bir alem vardır. Bu durum Anadolu’yu hep bir odak haline getiriyor. Dolayısıyla göç olgusu bizim için hep gündemde oldu ve gelecekte de olacak.
“TÜM DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK”
* Unutmayalım, dara düşünce hepimiz gider bir büyüğümüze sığınırız. Birileri gelip bize sığınıyorsa bizde bir şey gördüklerindendir. Bundan da yüksünmeyeceğiz.
* 2011 yılında Suriye’de başlayan iç çatışmalar sonrasında da devletimiz korunmaya ihtiyaç duyan topluluklara tereddütsüz kucak açtı ve bu durum Türkiye’yi dünyada en çok sığınmacı kabul eden ülke haline getirdi.
* Halen 3 milyon 700 binin üzerinde Suriyeli, 325 binin üzerinde farklı uyruklardan uluslararası koruma altında yabancıya ek olarak 1 milyon 200 binden fazla ikamet izni sahibi de ülkemizde yaşamaya devam etmektedir.
* Göç hareketlerini yönetmek adına yapılan çalışmalar devam ederken Suriye krizi sonrasında artan insan hareketliliği karşısında da gerek kurumsal gerekse mevzuat alanında verdiğimiz hızlı tepkilerle tüm dünyaya örnek olduk.
* Dünyada hiçbir ülke böyle büyük bir kriz yaşanırken mevzuat ve kurumsal olarak bu kadar kapsamlı adımlar atmaya cesaret edemezdi.
Göçmenlerin dünyada yaşadığı sıkıntılara değinen Çataklı, 281 milyon insanın dünyanın çeşitli yerlerinde göçmen olarak yaşamlarını sürdürmelerine rağmen pek çok ülkede ayrımcılık, eşitsizlik, yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
İçişleri Bakan Yardımcısı Çataklı, “Bugün dünyada 281 milyon insan, dünyanın çeşitli bölgelerinde göçmen olarak yaşamlarını sürdürüyorlar ve bu nüfus, küresel nüfusun yüzde 3,6’sını oluşturuyor. Ancak ne yazık ki göçmen topluluklar, hala pek çok ülkede ayrımcılık, eşitsizlik, yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Ülkemizde bugün itibariyle 5 milyonun üzerinde 190 farklı uyruktan insana ev sahipliği yapıyoruz. Temel insan hakları, kamu düzeni ve güvenliği arasındaki hassas dengeyi göz ardı etmeyen çağdaş göç yönetimi anlayışımız sayesinde, bu insanlar yıllardır toplumumuzla uyum içinde yaşamlarını sürdürmektedir” şeklinde konuştu.
SURİYELİLER HANGİ ÜLKELERDE YAŞIYOR?
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, 2010 yılında Suriye’nin nüfusunun 21.3 milyon olduğunu, bu nüfusun şu anda yaklaşık 3 milyon 750 bininin İdlib’te, 2 milyon 100 bininin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekat bölgelerinde yaşadığını söyledi. Yaklaşık 6 milyon Suriyelinin rejimin kontrol ettiği alanın dışında, yaklaşık 3 milyon 700 binin ise Türkiye’de yaşadığını hatırlatan Çataklı sözlerini şöyle tamamladı:
* 700 bin ile 1 milyon arası bir nüfus Lübnan’da, bir o kadar Ürdün’de, 300 bin kadar Irak’ta, 1 milyon kadarı da Avrupa’da. Yani yaklaşık 7 milyon nüfus da rejimin zulmünden kaçmış ve Suriye dışına çıkmış.
* Toplamda 21.3 milyon nüfusun 13 milyonu evini, yurdunu, barkını terk etmiş. Bir ülke düşünün 21 milyondan 13 milyonu göçmen olmuş. Geri dönebilen yaklaşık 470 bin kişi var. Onlar da bizim operasyon yapıp güvenliğini sağladığımız bölgelere dönebilenler.
VALİ AYYILDIZ: GÖÇ ÇAĞIMIZIN EN ÖNEMLİ İNSANLIK MESELESİ
Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız ise göç ve göçmenlerin, çağın en önemli insanlık meselelerinden bir tanesi olduğunu söyledi. Türkiye’nin coğrafi konumu itibariyle çok büyük göç süreçlerine tanıklık ve ev sahipliği yaptığını belirten Vali Ayyıldız, şöyle konuştu:
* İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibini benimsemiş köklü devlet geleneğine sahip ülkemiz, coğrafi konumu itibariyle çok büyük göç süreçlerine tanıklık ve ev sahipliği yapmıştır.
* Göçmenlere kapılarını açmış, ihtiyaç duyanları koruma altına almış, göçmenlerin sorunları için bütün imkanlarını seferber etmiş, yasal düzenlemeler ve kurumsal yapılanmalarla dünya kamuoyu tarafından da saygı duyulan, örnek alınası bir tutum sergilemiştir.
* Dünyayı gurbet bilen ve insanı dilinden, dininden, kıyafetinden, mezhebinden ötürü değil, en çok da Yaradılanı Yaradandan ötürü seven bir medeniyetin yüksek insani değerleri göçmenlerin sorunları hususundaki hassasiyetimizin temelini oluşturmuştur.
Göçmen günü programında konuşan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de Anadolu’da Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye döneminde her renkten, her dinden, her inançtan insanın yüzyıllarca birlikte yaşadığını söyledi.
Destici, şu ifadeleri kullandı:
* Sonsuz, sınırsız bir şekilde bu çağda hiçbir ülke kapısını açamaz. Elbette ki kontrol edeceği şeyler vardır. Elbette ki dikkat edeceği şeyler vardır. Elbette ki alması gereken tedbirler vardır.
* Elbette ki ülke içindeki vatandaşların huzuru, mutluluğu, güveni, demografik yapısı. Bütün bunları dikkat edecektir. Devletimiz, hükümetimiz, İçişleri Bakanlığımız, başta kıymetli Bakanımız Süleyman Soylu Bey olmak üzere Göç İdaresi’nden ve benzer konulardan sorumlu Bakan Yardımcısı İsmail Bey ve diğer yetkililerimiz, gerçekten bu konuda çok hassaslar.
* Bizim Türk ve İslam coğrafyası olarak şu anda coğrafyamız kan ve gözyaşı içindeyse, emperyalistlerin kanlı çizmeleri altında insanlarımız eziliyorsa, yokluğa, açlığa, susuzluğa mahkum ediliyorsa, bunun çaresi birlikten, beraberlikten geçmektedir.
* İnşallah gün gelecek Siyonistler tarafından işgal edilen Filistin toprakları da birliğimizle birlikte azat edilecektir. Kırım, Balkanlar ve Doğu Türkistan için aynı duyguları taşıyorum. DHA